Telefon operatörleri bile mesajla uyarıyor: “Çocuklarınızı, internette kişisel bilgilerini paylaşmamaları konusunda uyarın. Eskiden büyüklerimiz aynı uyarıyı yapardı. Çok daha basit bir biçimde: “Yabancılara kapıyı açma. Telefon eden olursa annem, babam evde yok deme.” Yıllar ilerledi bu konu internette fotoğraf paylaşmamaya kadar geldi.
Sanal dünyaya gönderdiğimiz bilgilerin, fotoğrafların geri dönüşü olmuyor. Gizlilik ayarı dediğiniz kaygan bir zemin.
Sonuç: Daha çok tehdit, daha çok şantaj, daha çok istismar…
Bu sebeple çocuklarımızı birkaç adım sonrasını düşünmesini sevk edecek şekilde sürekli uyarıda bulunmamız gerekiyor.
İşlek bir otobanın kenarında dikilip gelen geçene şahsi fotoğraflarınızı dağıttığınızı düşünün. Bundan bir farkı yok.
Nüfus cüzdan fotokopimize karşı inanılmaz bir özen gösteriyoruz. Üzerime şirket açarlar, beni borçlandırırlar…
Bunların olması o kadar zor ki. Resmi makamlar önünde bir dizi sahte imza atılmasını, yetkin bir dolandırıcılık yöntemini gerektiriyor.
TC kimlik numaramız kimsenin bilmemesi gereken özel bir bilgi değil.
Aynı özeni şahsi fotoğraflarımıza, kişisel bilgilerimize, söylemlerimize gösterelim. Çocuklarımız hep çocuk kalmayacak. Gençler kısa zaman sonra çalışma hayatında olacaklar.
Peki fotoğraflarımız başkaları tarafından kullanılırsa. Sanal ortamda hakarete uğrarsak? Print Screen yapıp saklamalı, birkaç da çıktı alıp, hukuki yardıma başvurmalıyız. Türkiye’de merkezi olmayan sanal platformlardan bilgi almak zor. Burada işlenen suçların faillerinin bulunmasını zorlaştıran bir durum bu.
Işıkları açınca perdelerimizi kapatırız. Sanal dünyada tüm evimizi yayınlıyoruz ama.
Sonuç mu? Daha çok tehdit, daha çok şantaj, daha çok istismar…
Çocuklarımızı uyaralım, yabancılarla konuşmasınlar, aileleri hakkında herkese bilgi vermesinler.
Teknoloji arttıkça tehlikeler de artıyor.
www.tukdes.org [email protected]
Av. Pınar TURHANOĞLU GÜCÜYENER