Gündem

Şubat ayında 35 kadın öldürüldü

Abone Ol

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu İstanbul sözleşmesinin fes edilmesi ile ilgili bir açıklama yaptı. Grup adına açıklamayı Burcu Akgül okudu. Akgül, “Şubat ayında 35 kadın öldürüldü. 28 gün çeken Şubat ayı 35 kadına mezar oldu. Bu katliamları önlemek ve kadına yönelik şiddeti durdurmakla yükümlü olan iktidar 20 Mart’ta bir gece yarısı kararı ile İstanbul Sözleşmesinden çekildiği ilan ti. Her gün kız kardeşlerimizi kaybettiğimiz günlere uyanırken; İstanbul Sözleşmesi'ne karşı yürütülen kadın düşmanı ve gerici kampanyaların sonucu olarak sözleşme tek bir adamın imzasıyla gece yarısı kaldırıldı. Kadınların hayatlarına ve haklarına darbe yapılarak; hukuk ve hukuk güvenliği, meclis iradesi ve çok vurguladıkları millet iradesi yok sayıldı. Bu çekilme kararı gerici, ırkçı, tarikatçı güçlerin taleplerini karşılama ve siyasi iktidarın kendi iktidarının bekasını sağlama çabasıdır. Sözleşmeden çekilme kararını tanımıyoruz, bu karar hukuksuzdur!

Dün 17 yaşında beş aylık hamile SezenÜnlü imam nikahla yaşadığı Anıl Yolum tarafından 16 yerinden bıçaklanarak katledildi..Kutsal aile diyenlerin, kadını aileye hapsedip çocuk doğur baskısı yapanların feshettiği İstanbul Sözleşmesi Sezen Ünlü’ nün katilidir..Kutsal aileniz, o yere göğe sığdıramadığınız milli-kültürel değerleriniz kadınları ve kız çocuklarını öldürüyor..

 “Namusumu kirletti”, “Bana hayır dedi”, “Boşanmak istedi” gibi şiddeti aklayan bahanelere, kravata ceza indirimi, eril yargı pratikleri, “Onu giymeseymiş”, “Oraya gitmeseymiş” korosu, istismara maruz bırakılan çocuğu, tecavüze maruz bırakılan kadını ona tecavüz edenle evlendirip tecavüz failini aile ile aklamaya çalışan yasa önerileri, kadını şiddet gördüğü aileye hapsetmeye dönük arabuluculuk işleri, nafaka hakkını yok edecek tasarılar, pandemi fırsatıyla salıverilen şiddet faili erkekler ortadayken neyi/kimi korumadıkları kadar neyi/kimi korudukları da açıkça ortada!

Sözleşmeden çekildikten hemen sonra 23 Mart günü 12 saatte 6 kadın katledildi. Kadınların can güvenliği yokken bir de utanmadan Recep Tayyip Erdoğan milyonların gözlerinin içine baka baka “İstanbul Sözleşmesi bir kağıt parçasıdır, kadınları kağıtlarda değil vicdanlarda koruyacağız” deme gafletine düştü.

Bu sözleri sarf edenler bilmelidir ki kadınların yaşamları kimsenin iki dudağı arasında değildir! Hayatlarımıza dair kararları biz alırız. Hayatlarımızın ve haklarımızın tek bir adamın kararına, kararnamesine bağlı olmasına izin vermiyoruz Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz.

20 Marttan beri Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak bu çekilme kararını tanımadığımızı sokaklarda, meydanlarda ve alanlarda yaşamak istediğimizi haykırıyoruz; haykırmaya devam edeceğiz! Kadınlar, kazanımlarımıza hız kesmeden saldırıları süren iktidara ve onun yarattığı gerici odaklara karşı mücadele etmeye devam edecek! İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz!

Bir yandan İnsan Hakları Eylem Planı açıklayan siyasal iktidar kayyumlar eliyle belediyelerde kadın danışma ve dayanışma merkezlerini, üniversitelerde LGBTİ+ kulüplerini kapatıyor. Ataerkil iktidar, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kazanılmış haklarımıza karşı tüm gücüyle saldırırken, biz kadınlar, pandemiyle birlikte daha da derinleşen ekonomik, sosyal ve siyasal eşitsizliklere son verme mücadelemizi yükseltiyoruz.

Etnik köken ve inanç farlılıklarıyla sosyolojik çeşitliliğin zenginliğimiz olduğu; cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, medeni hal, engellilik, sınıfsal durum vb. nedenlerle ayrımcılığın olmadığı; hayatın her alanında cinsiyet eşitliğini mümkün kılacak eşit ve özgür bir yaşamı herkes için istiyor ve bunun kurulması için çalışıyoruz. Yaşam biçimi tahakkümüne, nefret söylemine ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadele ediyoruz, edeceğiz!

İstanbul Sözleşmesi kimsenin lütfu ile imzalanmadı, kadınların kararlı, dirençli mücadelesi sayesinde kazanıldı. Bugün de sözleşmeden vazgeçmeye niyetimiz yok. Bu kararı tanımıyoruz, kabul etmiyoruz! Karar, yok hükmündedir! İktidarın LGBTİ+’ları hedef göstererek kullandığı ayrımcı dile asla geçit vermeyeceğiz. Kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların şiddetsiz bir dünyada, eşit ve özgür bir yaşam sürmesi için, haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz! Gücümüzü birbirimizden, gücümüzü dayanışmamızdan alıyoruz!”