Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyesi işçiler art arda gelen zamlar ve vergi artışlarını protesto etmek için Türkiye genelinde meydanlara indi. Espark önünde açıklama yapan Eskişehir DİSK bölge temsilcisi Zeynep Kaya şunları söyledi; "Zamlar ve vergi artışları durmak bilmiyor.
Seçimlerden önce kaşıkla verilen ne varsa şimdi kepçeyle, kazanla geri alınıyor.
Milyonların verdiği geçim savaşı ile ilgili olarak bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi
olağanüstü toplanıyor.
Meclis olağanüstü toplanırken biz susmuyoruz: Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’li işçilerin
sesi yükseliyor.
Bugün işçiler konuşacak; bugün herkes işçileri dinleyecek, çünkü ne zorluklar yaşadığımızı
biz biliyoruz.
Bu zamlarla, bu vergilerle geçinemiyoruz!
Enflasyonun sıfıra düştüğünü ilan edenlerin masallarına karnımız tok:
Çarşıda, pazarda, markette, faturalarda karşı karşıya kaldığımız gerçeği biz biliyoruz.
Düşük gösterilen TÜİK enflasyonu yüzünden alım gücümüzü kaybediyoruz.
Türk Lirası hızla değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.
Paramız pul oldukça, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor, ülkemiz
fakirleşiyor.
Türkiye’nin tüm değer ve güzellikleri, ülkemizin tüm kaynakları yabancı sermaye ve dolar
milyarderleri için “kelepir mala” dönüşüyor. Paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul
ve daha bağımlı hale geliyor.
“Dünya bizi kıskanıyor”muş. Neyimizi kıskanıyorlar? Dünyanın ucuz emek cenneti haline
dönüştürülmesini mi? Tüm ücretlerin asgari ücret düzeyine çekilmesini mi? Asgari ücretin
ortalama ücret haline gelmesini mi? Neyimizi kıskanıyorlar? Avrupa’da en düşük asgari
ücretin Türkiye’de olmasını mı? İşçileri düşük ücretlere mahkûm etmek için sendikal
hakların gasp edilmesini mi? Dünyada grev ve örgütlenme hakkının en çok gasp edildiği
10 ülkeden biri olmamızı mı?
Emekliler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Yıllardır emek vermiş, çalışmış, üretmiş, alın teri
dökmüş milyonlarca emekli açlığa mahkûm edildi bu ülkede. Emekliler asgari ücretin bile
altındaki 7 bin 500 liraya layık görüldü. Adalet nerede, insanlık nerede, vicdanlar nerede?
Gelirde adalet olmadığı gibi vergide de adalet yok. Düşük belirlenen vergi dilimleri
yüzünden milyonlarca işçi yıl içinde üst vergi dilimine geçiyor. Patronların vergileri
sıfırlanırken, biz dilim dilim soyuluyoruz. KDV-ÖTV gibi tüketimden alınan dolaylı vergilerin
artırılması ile yük yine bizim sırtımıza biniyor. Soruyoruz: İşçiyle patronun aynı oranda
vergi vermesi adil mi? Patronlar kâr rekorları kırarken, bizim cebimize uzanan elleri
uyarıyoruz!
Yeter artık! Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz!
Yeter artık! Bitsin bu suskunluk! Havaya kalksın yumruklarımız!
Bizler bunu hak etmiyoruz. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretiyoruz ve hakkımızı
istiyoruz.
Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz:
Gelirde adalet vergide adalet istiyoruz!
• KDV-ÖTV gibi adaletsiz dolaylı vergiler düşürülsün.
• Gelir vergisi tarife ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşülsün.
• Vergi tarife dilimleri artırılsın.
• Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınsın. Az
kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni kurulsun.
• En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilsin ve tüm emekli aylıkları bu
oranda artırılsın.
• İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev
hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm engeller kaldırılsın."
Susma haykır: Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!
Bunlar da ilginizi çekebilir