Sağlık Haberleri

Tahrişe ve yağlanmaya neden oluyor

Abone Ol

COVİD-19 salgınıyla birlikte sıklıkla kullanılan maskeler, yeni cilt problemlerini de beraberinde getirdi. Sürekli maske kullanımına bağlı olarak akne görülme sıklığı arttı. ‘Maskne’ olarak adlandırılan bu sorunun özellikle çok terleyen, aşırı yağ üretimi olan ve genetik yatkınlığı bulunan kişilerde ortaya çıktığını ifade eden Acıbadem Eskişehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Dilek Menteşoğlu, “Cilt sağlığına uygun maske kullanılmalı. Uzun süreli maske takıldığında maskeler değiştirilmeli. Ayrıca eller yıkanmadan yüze dokunulmamalı.” uyarılarında bulundu.

‘Maskne’ daha önce akne vulgaris (özellikle ergenlik ile başlayan yüz, göğüs ve sırt kısmında sivilce ve siyah noktalarla kendini gösteren bir cilt hastalığı) sorunu olmayan kişilerde de görülebiliyor. Maskenin akne oluşumundaki muhtemel etkisi hakkında bilgi veren Dr. Dilek Menteşoğlu, şunları söyledi:

“Maskenin sebep olduğu basınç, tıkanma, sürtünme ile artan sıcaklık, bozulan pH ve nem dengesi ile cilt mikroflorasının değişmesi, gözeneklerin tıkanması ve sebum (yağ bezlerinin salgısı) miktarındaki bozulmanın bu duruma yol açtığı düşünülüyor. Maske takma süresinin uzaması ile bu değişimler de artabiliyor. Ellerdeki kontaminasyonun (kirlenme) da bu durumu etkilediği göz ardı edilmemeli. Bu nedenle eller yıkanmadan yüze dokunulmamalı.”

“Maskneden ne zaman şüphelenmeliyiz?

Dermatoloji Uzmanı Dr. Dilek Menteşoğlu, “Maske takılmaya başlanmasından 6 hafta içinde akne görülüyorsa ya da var olan akne alevleniyorsa maskne sorununuz olabilir. Ancak, tanının doğrulanabilmesi için, bir dermatolog tarafından maske bölgesinde görülebilecek diğer hastalıkların dışlanması gereklidir” diye konuştu.

Masknenin önlenebilmesi için yapılması gerekenleri anlattı

Masknenin önlenebilmesi için genel cilt bakımına özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Menteşoğlu, “Antibakteriyel özelliklere sahip yumuşak köpük temizleyiciler ve derinin sağlam bariyer işlevini sürdürmesine destek olan niasinamid içeren nemlendiriciler kullanılabilir, bunların yanı sıra makyaj malzemesi ve güneş kremi seçimlerinde özellikle yağ içermeyen ürünler kullanılmalı” dedi.

“Maske seçimi cilt sağlığı için önemli”

Ciltte sorunlar olmaması için uygun maske seçiminin de büyük önem taşıdığının altını çizen Dr. Dilek Menteşoğlu, maskelerle ilgili can alıcı noktaları şöyle özetledi:

“Doğal lif içeren kumaşlar nemi çeker, rahatsızlık ve yapışkanlık hissini artırır. Malzeme mühendisliğinin ilerlemesiyle birlikte üretilen sentetik biyofonksiyonel kumaşlar ise pamuk ile karşılaştırıldığında gelişmiş nefes alabilirlik, artan rahatlık, yüksek buharlaşma ve soğutma katsayısına sahiptir. Suya dayanıklı bu maskeler, biyolojik sıvı yayılmasını önler. Yüksek iplik sayısı, sıkı dokunmuş kumaşlar daha yüksek ultraviyole koruma faktörüne sahiptir ve bu kumaşlar tekstil-cilt sürtünmesini en aza indirir. Bu maskeler alerjiye yatkın bireyler için de uygundur. Ultraviyole koruma faktörü (UPF) 50+ özellikteki kumaş maskeler, yüzün alt kısmına güneş kremini sürekli yeniden uygulama ihtiyacını ortadan kaldırdığı için pratik bir önlem olabilir. Gümüş, çinko oksit ve bakır oksit nanopartikül içeren kumaşlar, akne tedavisinde antibiyotik direncini azaltmanın yanı sıra çeşitli dermatolojik durumlar için tedavi edici olan geniş kapsamlı özelliklere sahiptir”

“Yanlış ilaç kullanımı egzama yatkınlığını artırabilir”

Akne tedavisinde, topikal (cilde uygulanan) retinoid veya benzoil peroksit içeren ilaçların kullanıldığını ifade eden Dr. Dilek Menteşoğlu, inatçı veya şiddetli maskneler için tedaviye bir dermatolog gözetiminde başlanması gerektiğini ve yanlış ilaç kullanımının egzama yatkınlığını artırabileceğini vurguladı.