Gündem

Tarih ne işe yarar Tepebaşı’nda konuşuldu

Abone Ol

Tepebaşı Belediyesi ve Tarih Vakfı işbirliğinde düzenlenen “Tarih Konuşmaları” söyleşilerinin 4’üncüsü gerçekleştirildi.

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ile Tarih Vakfı Başkanı Mehmet Alkan’ın imzaladığı kültürel işbirliği protokolünün ardından Tarih Konuşmaları etkinliğinin 4’üncüsü düzenlendi. Tepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezi’nde gerçekleşen “Tarih ne işe yarar?” konulu söyleşinin moderatörlüğünü Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Yakut yaparken,  Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Doç. Dr. Nurşen Gürboğa ile İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Sinan Yıldırmaz konuşmacı olarak katıldı.

“Tarih gerçekleri hiçbir zaman değiştirilemez”

Söyleşiye katılan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, etkinliğe üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi göstermesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Tarih gerçeklerinin hiçbir zaman değiştirilemeyeceğine dikkat çeken Başkan Ataç, “Bugün tarih anlamında birçok konuyu tekrar ettik ve öğrendik. Bazı çevrelerin Çanakkale Savaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’ü küçümsemeleri, yok saymaları beni çok üzüyor. Ama onların dediği gibi değil tarih gerçekleri hiçbir zaman değiştirilemez. Bu ülkenin yakın tarihi yani Kurtuluş Savaşı’nın gerçekleri burada hepimizin var olmasını sağlayan önemli olaylardır. Ben tarihe baktığımda geleceği görüyorum. ‘Tarihten ders alınması gerekir’ diye bir söz vardır ve bu çok önemlidir. Bu bahsettiğim çevrelerin de tarihten ders almalarını istiyorum. Katılım sağlayan herkese çok teşekkür ediyor ve bir sonraki toplantımızda görüşmek üzere diyorum” dedi.

“Siyasal iktidarlar için tarih çok önemli bir ideolojik alandır”

Söyleşide ilk olarak konuşan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Doç. Dr. Nurşen Gürboğa, “Tarih ne işe yarar?” sorusunun genişletilmesi gerektiğini belirterek, konuşmasında tarihin kimlerin işine ve nasıl yaradığını anlattı.

Gürboğa, siyasal iktidarlarla tarih arasındaki ilişkiyi anlatarak, “Bildiğiniz gibi tarih kimlik inşasının bir parçasıdır. Ulusal kimliğin inşa edildiği bir bilim dalıdır. Dolayısıyla ulusal kimliğin kuruluşunda, milli kimliğin oluşumunda son derece önemli bir disiplindir. Bu anlamda da siyasal iktidarlarla tarih arasında son derece güçlü bir ilişki vardır. Siyasal iktidarlar için tarih, özellikle de tarih eğitimi hem toplumu hem de bireyi şekillendirebilecekleri çok önemli bir ideolojik alandır. Siyasal iktidarlar açısından baktığımızda tarih, bugüne bir geçmiş inşasıdır. Bugünkü siyasal iktidarların, bugünkü ve gelecekteki toplum tahayyüllerini, ulus tahayyüllerini, toplumsal düzen tahayyüllerini bir anlamda meşrulaştırarak geçmişlerin inşa edildiği bir faaliyet alanıdır. Dolayısıyla tarihin bugün ile ilişkisi son derece sıkı bir ilişkidir. Tarihin tam da bu nedenle iktidarla da sıkı bir ilişkisi vardır. Buralardan yola çıktığımızda milli eğitimde yani tarih eğitiminde devletin tek el olmaya çalıştığını görüyoruz. Bunu da tarihin toplum tahayyüllerini, ulus tahayyüllerini meşrulaştırmak üzere faaliyet gösteren bir alan olmasından dolayı tek elde tutulduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Milliyetçi tarihte hiçbir zaman yenilgiye yer yoktur”           

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Sinan Yıldırmaz ise, milliyetçi tarihte devletlerin hiçbir zaman başarısızlıkları kabul etmediğini kaydederek, şöyle konuştu:

“1. Dünya Savaşı biter ve bittikten sonra Osmanlı yenilir ya biz onu başka türlü anlatırız. Bu durum hep ‘Aslında biz yenilmemişizdir, Almanlar yenildiği için biz yenik sayılmışızdır’ diye ifade edilir. Ama böyle bir gerçeklik yok Osmanlı baya baya yenilmiştir. Ders kitaplarında da bölüm sonu soruları vardır. Oralara da kimin yenildiği soruluyor mu diye baktım. Çok ilginç bir şekilde yenilgiden bahsedilmiyor. Oralarda da ‘Çanakkale Savaşlarını nasıl kazandık?’, ‘1. Dünya Savaşını kimler kazandı?’ gibi sorular var. ‘1. Dünya Savaşını kimler kaybetti?’ diye bir soru yok. Yani hep bir galibiyet üzerinden tanımlama, hep bir başarı üzerinden bir tanımlama var. Milliyetçi tarihte tam anlamıyla başarı hikayeleri anlatılır. Hiçbir zaman yenilgiye yer yoktur. O yüzden de bir yenilgi, bir başarısızlık varsa o her zaman bir başkası yüzündendir. Komple teorilerinin Türk toplumunda bu kadar yer bulabilmesinin sebeplerinden en önemlisi bana sorarsanız bu tarz bir eğitim verilmesidir. Çünkü hiçbir zaman biz kötü değilizdir, hiçbir zaman empati kurmayız, hiçbir zaman öz eleştiri yapmayız. Başarısızlığımızın sebebini anlatmak yerine bizi başarısızlığa başkaları itti diyerek kendimizi daha başarılı hissederiz. Bu bize verilen tarih eğitimiyle bağlantılıdır. O yüzden de biz hiçbir zaman yenilmeyiz, Almanlar yenildiği için yenik sayılırız.”

Söyleşinin ardından soru-cevap kısmına geçildi. Moderatör Yakut ve konuşmacılar Gürboğa ile Yıldırmaz, izleyicilerden gelen soruları cevapladı. Ardından Başkan Ataç’ın Yakut, Gürboğa ve Yıldırmaz’a çiçek takdim etmesiyle etkinlik sonlandı.