Umarım bu yazım çıktığında virüs belasından az da olsa kurtulmuş oluruz.
İnsanlık tarihinin bilinen ilk salgını MÖ 430 yılında Mora’da çıkmış. Bu ve bundan sonra çıkan salgınlar dünya tarihini ve medeniyetleri derinden etkilemiş. Bunların en önemlileri ;
Jüstinyen Vebası (MS 541-750)
Jüstinyen (MS 483 – 565) Doğu Roma İmparatorluğu’nu yönetti ve tekrar kaybetmeden önce Batı Roma İmparatorluğu’nun çoğunu fethetti… 6. Yüzyılda ortaya çıkan Jüstinyen Vebası 30-50m milyon insanı öldürdüğü biliniyor. Bu, o dönemde dünya nüfusunun yarısıydı. Salgın sonucunda ticaret durdu. Justinyen’in Batı ve Doğu Roma İmparatorluğunu birleştirme planı suya düştü. Roma İmparatorluğu bir daha asla birleşmedi ve Karanlık Çağ başladı.
Kara Ölüm (1347-1351)
Hıyarcıklı veba denilen hastalık Avrupa’da 25 Milyon insanı öldürdü. Avrupa nüfusunun 1347 öncesine ulaşması 200 yıl sürdü. Kaynağı yine Çin’di. Çin’de de Avrupa’dakine benze sayıda insan öldüğü tahmin ediliyor. Salgın, hayatta kalanların yaşam standartlarını artırdı. Borçlar ertelendi. İşçiler için daha fazla iş fırsatı doğdu. Kölelik sistemi çökmeye başladı.
Çiçek hastalığı (15. – 17. yüzyıllar)
1492’de Amerika keşfedildi. Avrupalıların Amerika kıtasına ilk getirdiği şey Çiçek Hastalığı oldu. Hastalık bu dönemde Amerika’da nüfusunun %90’ına yakın olan yaklaşık 20 milyon insanın canını aldı. Avrupalılar salgını fırsat olarak gördüler. Boşalan alanları kolonize ettiler. Amerikalıların ve Avrupalı işgalcilerin tarihini ve küresel ekonomiyi sonsuza dek değiştirdi. Büyük ekonomik düşünür John Maynard Keynes 1930’da bu “fiyat devrimi”nin modern kapitalizmin oluşumunda önemli bir dönüm noktası olduğunu yazdı.
Kolera (1817-1823)
İlk kolera salgını Hindistan’ın Jessore şehrinde başladı ve bölgenin büyük bir kısmından sonra komşu bölgelere yayıldı. Milyonlarca insanı öldüren yedi büyük kolera salgından ilkiydi. John Snow adında bir doktor, 1854’te Londra’nın Soho mahallesindeki belirli bir su pompasının kaynağını izole ederek salgını durdurdu. Kolera, belirli bir bakteri ile bulaşan yiyecekten ya da sudan kaynaklandığından, geri kalmışlık ve sosyal gelişim eksikliğinden etkilenen ülkelere ezici bir şekilde zarar veriyor. Zengin ülkelerse bu hastalık için pek de endişeli değil.
İspanyol Gribi veya H1N1 (CORONA) (1918-1919)
1918 influenza salgını olarak da bilinen İspanyol Gribi, dünya nüfusunun üçte birini enfekte eden bir H1N1 virüsünün patlak vermesi sonucunda ortaya çıktı. Salgın, dünya çapında 50-100 milyon insanın ölümünden sorumluydu. Salgın sırasında I. Dünya Savaşı sona ermişti ve halk sağlığı otoritelerinin, salgınla başa çıkmak için hiçbir resmi protokolleri yoktu ya da yetersizdi.
Hong Kong Gribi veya H3N2 (CORONA) (1968-1970
Salgın ilk defa 13 Temmuz 1968 tarihinde Hong Kong'ta görüldü. Temmuz 1968 sonralarında ise salgın Uzak Doğu ülkelerinin tamamına yayıldı. 1 Milyon kişinin ölümüne neden oldu. Vietnam Savaşından dönen askerler hastalığı Amerika’ya taşıdı.
Yakın dönemde bu kadar zaiyat olmasa da CORONA tipi virütik salgınlar Sars, Mers, Domuz Gribi, Kuş Gribi gibi değişik isimler altında salgınlar yaşadık.
Dikkat ederseniz insanlığın Veba, Kolera, Çiçek, Kızamık, Verem gibi geleneksel salgınlara çareler bulması ve bunların ortadan kalkmasıyla beraber post-modern diyebileceğimiz H1N1 denen bir virüs sürekli kılık değiştirerek insan hayatını zorluyor. Yani bir aile silsilesi halinde soyunu devam ettiriyor... Ailenin adı CORONA. 1918 den aralıklarla beri kılık değiştirip ortaya çıkıyor. Bu durum insanın kafasında soru işaretleri açmıyor da değil..
Sağlıklı günler efendim…