Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Uğur Özatak, basın açıklaması yaparak, “Biz sadece adalet istiyoruz, ücrette adalet, sözleşmede adalet, görev tanımında adalet istiyoruz” dedi.
Özatak açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bilindiği üzere, geçtiğimiz aylarda imzalanan, kamu çerçeve protokolü ile büyük bir algı yaratılmış, brüt üzerinden sadece rakamlar konuşulmuş ve sağlık işçisi ücret ile gündeme getirilmiştir. Hatta bazı kesimler tarafından fütursuzca kelimeler sarf edilmiş, var olmayan ücretler varmış gibi gösterilmiştir. Oysaki yüksek hakem sözleşmesinde bile olan yasa da belirtilmiş, gece çalışması ücreti, öğrenim yardımı, bayram yardımı gibi alınmış bir çok hak kaybedilmiş ve neredeyse hiçbir özlük hakkı eklenmemiş, görev tanımları ve çalışma saati düzenlemesi olmayan, adeta işçi düşmanı neredeyse nefes almanın yasak olduğu disiplin ceza cetveli konulmuş bir sözleşme ile karşı karşıya kalınılmıştır. Tüm bunlara ek olarak, sözleşmeye eklenen maddeler ile geriye dönük ücretler dahi kurum bütçesine göre düzenlenir diyerek işveren yanlısı, işvereni koruyan işçiyi yok sayan toplu sözleşmeler imzalanmıştır. Zor dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde, önemini daha çok anladığımız ve olmazsa olmaz dediğimiz sağlık işçisi, bugün bütçe ayrımı ile karşı karşıya kalmış yan yana çalışıp aynı işi yaptığı arkadaşından daha az ücret almaya başlamıştır.”
Bütçe ayrımı sebebi ile bir işçinin fazla mesai ücreti alırken, diğer işçinin fazla çalışmasına rağmen hiçbir ek ücretten bütçe engeli sebebi ile faydalanmadığını ifade eden Özatak, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşyeri toplu sözleşme yetkisini İş Kur üzerinden atanan 4/D’li arkadaşlar üzerinden alan ve bu arkadaşlara toplu iş sözleşmesi yapan sözde yetkili bugün bu işçileri görmezden gelmekte, yok saymakta ve bizim yapacağımız bir şey yok demektedir. İşçinin en büyük kabusu olan sarı sendikadan kurtulduk derken, bu kez de sarımtırak ile başı beladadır. Gelinen şu noktada iş barışını bozan, kurum aidiyetini yitiren bu bütçe uygulamasından gerekli kanun ve yönetmelikler çıkartılarak vazgeçilmelidir. Sadece hakkı olanı isteyen ve alnının teri için, canla başla mücadele eden sağlık işçisinin sesi duyulmalı, yetkililer derhal çözüm üretmelidir. Brüt üzerinden aidat alan, aslında sözleşme ile kendisine zam yapanlar, yükselen geçim şartları ve vergi dilimleri altında ezilen işçinin emeğinden de, cebinden de elini çekmelidir. Buradan ayrım gözetmeksizin tüm siyasi makamlara ve bürokratlarımıza sesleniyoruz, yeni yasama döneminde geciktirilmeden bu bütçe ayrımı meselesi meclise getirilmeli, komisyonlar kurulmalı ve ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Biz sadece adalet istiyoruz, ücrette adalet, sözleşmede adalet, görev tanımında adalet istiyoruz.”