Yıllardır anavatandan ayrı yaşamak sanki bir başka milliyetçi yapıyor insanı.

Vatanın denizi, dağı, ovası, sararmış otları bile bir başka güzel geliyor insana.

Milliyetçilik bir erdemdir, tabii eğer ırkçılığa dönüşmüyorsa. 
Kişinin önce kendisine, sonra yakınlarına sonra da milletine faydası olmalı.
 
Ayıp olan ötekileştirmektir, başkalarına saygısızlıktır, ırkçılıktır.

 

Bu yıl gerek Belçika’da gerekse diğer Avrupa ülkelerinde göçün ellinci yılı ile ilgili pek çok çalışmalar yapılıyor. Platformlar, dernekler, siyasetçiler ellerini sıvamış hazırlık halindeler. 
Bu çalışmalardan birisini de Belçika temsilciliğini yaptığım, kısa adi ESAB olan Emirdağ Sanatçılar Birliği gerçekleştirecek.
 
Önümüzdeki ay göçle ilgili bir sempozyum düzenlenecek ve Belçika’dan siyasilerin oluştuğu bir heyeti Eskişehir’de ağırlanacak.
 
Konu bu kadar önemli olunca...

Listeye baktığımda gözüme ilk çarpan ve önemli bulduğum şey, ESAB’ın bütün siyasi partilerden, ayrımcılık yapmadan bir davetli grubu hazırlaması oldu. Bu diğer sivil toplum kuruşlarının örnek alması gereken bir davranış olarak da değerlendirilebilir. 

Bu arada Belçika’daki Emirdağlı toplumunun büyüklüğüne bakılırsa “Türkiye mi büyük, Emirdağ mı? Diye soranların hiç de haksız da olmadığı açık ve net olarak görünüyor..

 

Her ne kadar bazılarının “hemşericilik” olarak eleştirdiği bu tür girişimler aslında kişilerin kendilerini geliştirerek yakın çevrelerine faydalı olduğunu gösteriyor.

“Ne mutlu Türküm diyene” demek yerine, bana “ Ne mutlu insan olabilene” cümlesi her zaman daha mantıklı geliyor ama sonuçta kişinin kendi etrafındakilere, kendi milletine faydası yoksa başka insanlara faydalı olması nasıl beklenebilir ki?
Ortada başka şehirlilere, milletlere saygısızlık yoksa, tam tersine herkese kucak açan bir anlayış hakimse “ne mutlu insan olup bu tür faaliyetlerde bulunan insanlara” demeden geçemiyorum.
 

Sivil Toplum kuruluşlarının en önemli görevi siyasi partilerin kuklaları olmak değil, halka faydalı olup halkın ileri gelen, iyi yetişmiş rol modellerini bir araya getirmektir. Halkın pek çok şekilde onlardan faydalanmasını saylamaktır.  

Kültürel, sanatsal, edebi ve sosyal pek çok çalışmalara imza atacak olan ESAB’ı, bu konuda emeği gecen bütün akademisyenleri, siyasileri, basın mensuplarını ve herkesi şimdiden kutluyorum.