"Göklerde kartal gibiydim/Kanatlarımdan vuruldum/ Mor çiçekli dal gibiydim/Bahar vaktinde kırıldım.-Sabahattin Ali"
Ey ülkem.. Dört bir yanından kana buladılar seni.
Her bir yanda ağıtlar yükseliyor, canlar topraklara veriliyor…
Ülke toprakları için, bağımsızlık ve özgürlük için birlikte mücadele ettik. Aç kaldık, yoksulduk, silahsızdık ama hep birlikte elele mücadele ettik.
Ve sonra; kapitalizm topraklarımıza girdi… Silahla değil; kültürüyle, eğlencesiyle, teknolojsiyle, kurum ve kuruluşlarıyla girdi.
Önce; yurtseverleri, solcuları, aydınları, okuyan, sorgulayanları, barışı isteyenleri, kardeşliği savunanları, sömürüye karşı çıkanları tek tek öldürdüler veya hapse attılar.
Direnlerin sayısı çoğalınca; bu kez bazı bölgelerde toplu katliamlara yöneldiler. Diri diri yaktılar insanları…
Hep seyrettik ölümleri…
Özdemir Asaf ‘ölüm’ü anlatıyor:
“Ne zaman bir yakını ölse birinin,
Onu ilk-ölüm sanır kalır o.
Ne zaman bir sevdiği ölse birinin,
Onu en-ölüm alır kalır o.
Ne zaman bir saydığı ölse birinin,
Onu hep-ölüm bulur kalır o.
Ne zaman bir-bildiği ölse birinin,
Onu son ölüm sayar kalır o.
Ne zaman bir umduğu ölse birinin,
Onu yok-ölüm duyar kalır o.
Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlerle yaşar kalır o.
Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.”
Ülke içindeki işbirlikçileri, faşistler ve yobazlarla ile onların suyunda giden siyasetçilerle birlikte her istediğini yaptılar ve yapıyorlar. Oluşturdukları iç ve dış terör örgütleriyle işlerini kolaylaştırdılar.
Sağımız, solumuz kan revan içinde. Selam verdiğimiz komşu ülkede kalmadı. Ne onların ne de onlar bizim acılarımıza artık ‘ortak’ olmuyorlar.
Düşman ettiler bizi…
Sadece komşularla değil; ülke topraklarımızda kardeşçe yaşadığımız halkları da düşman ettiler. Kürt, Türk, Çerkes, Arap diye… O da yetmedi; Alevi, sünni, Müslüman, Hristiyan, Ermeni, Rum diye…
Artık; tek tek değil topluca öldürüyorlar…
5 ay içinde;10 Ekim 2015, 17 Şubat 2016 ve son olarak 13 Mart 2016 tarihlerinde, 169 insanımızı toprağa verdik.
Yeter artık….
Bakın şair Hasan Hüseyin Korkmazgil anlatıyor; “Ağaç görmüş yakmışlar
Kanat görmüş kırmışlar
Şimdi de düşmüşler insan izine
Nerde insan, Nerde ışık Vurmuşlar. ”
Kapitalizmin ve onu işbirlikçilerinin çıkarlarına, ülkemizin kaynaklarının birilerine peşkeş edilip zenginleşmesine, ülkemizin topraklarının, doğanın kirletilmesine karşı mücadelesinde, istediklerini elde etmek için oluşturdukları terör örgütlerine ve teröre karşı hep birlikte, elele olmalıyız.
Ey ülkemin ‘insan’lığı ayağa kalk.
Terör kol geziyor ülkemin topraklarında...
Anneler, babalar çocuklarının geleceğinden endişeli... Şimdi de genç yaşta ölmelerinden korkuyorlar...
İşte bir annenin isyanı...
"Evimde ve sokakta kendimi güvende hissetmek istiyorum. Oraya gitme, buna binme, evden çıkma diye diye çocuklarımıza korku aşılamaktan bıktık artık. Nasıl alışılır ki genç, yaşlı, çocuk, bebek, her şeyden önce masum insanların ölümüne. Niye alışayım ki… Alışmak istemiyorum. Gerçek insanlık duyarlıdır. Alışmayacağız...."
Bilin ki; bizleri ölümlerle yok edemezler. Bizi ancak; sessiz kalarak veya seyrederek yok ederler.
Ey ülkemin ‘insan’lığı aya kalk…