Eskişehir’de düzenlenen 15. Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumunu değerlendiren Prof. Bilgihan Uzuner, “Etkinlik yıllar içerisinde hem Türkiye’de hem de Dünya’da önemli bir noktaya geldi ve buraya davet ettiğimiz sanatçılar, hayatlarının en büyük eserlerini üretiyorlar” dedi.
Eskişehir Tepebaşı Belediyesi tarafından organize edilen 15. Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu’nda yapılan çalışmalar Eskişehirli sanatseverlerce yoğun ilgi görüyor. Sempozyumda yapılan faaliyetlerden ve katılımcıların gerçekleştirdiği projelerden bahseden sempozyum organizatörü Prof. Bilgihan Uzuner, etkinliğin hem yıllar içerisinde Türkiye’de önemli bir noktaya geldiğine hem de Dünya’ca bilinen bir organizasyon olduğuna dikkat çekti. Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun, Türkiye’de yapılan en büyük sanat ve seramik festivali olduğunu belirten Uzuner, “Davet ettiğimiz sanatçılar, verdiğimiz asistanlar ve malzemeler ile hayatlarının en büyük eserlerini Eskişehir’de üretiyorlar” dedi.
“Festival aynı zamanda bir okul vazifesi görüyor”
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çalışmalar yapan Prof. Uzuner, “Eskişehir çerçevesinde yollarda ve parklarda 200’den fazla heykel var. Biz burada yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere 140 sanatçı ile çalıştık. Yaklaşık 600 öğrenci, sanatçılarımızın yanında asistanlık yaptı. Festival, aynı zamanda bir seramik okulu vazifesi görüyor. Okuldan çok daha fazla deneyim kazanıp öğrendikleri birçok teknik ile beraber burada uygulamaya koyuluyorlar. Güzel işlere imza atıyorlar. Aynı zaman etkinlikte rekor sürede bitirilen eserleri, parklarda sergilemeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Yunus Emre’nin deyişleri ile halkımıza mesaj vermek istedim”
Pişmiş Toprak Sempozyumu’na bu yıl davetli sanatçı olarak katıldığını aktaran Eskişehirli Öğr. Gör. İbrahim Vefa İrdelp, “Bir seramikçi olarak burayı uzun yıllardır takip ediyorum. Davet aldığımda, şimdiye kadar neler yapılmış, hangi sanatçılar ne işler yapmış incelemelerde bulundum. Sanatçıların çoğu yurtdışından veya başka üniversitelerden geldiği için Eskişehirli değiller. Fakat ben Uşak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çalışmalar yapmama rağmen Eskişehirli’yim ve bu kentin değerlerinden birisini konu alıp bir tasarım yapmayı düşündüm. Yunus Emre’nin Türkiye başta olmak üzere hem kentimiz hem de İslam Âlemi için çok büyük bir değeri var. Onun felsefesini benimsediğim için böyle bir çalışma yapmak istedim. Yaklaşık 2,5 metre boyundaki 3 boyutlu eserime rölyef ekleyerek, yan duvarlarına ise Yunus Emre’nin deyişlerini belirttim. Bu sözler ile geçmişten günümüze gönderme yaparak halkımıza mesaj vermek istedim” ifadelerini kullandı.
"Bu etkinlik, sanatçıya değer ve destek veriyor"
Daha önce 11’ncisi düzenlenen 2017 yılındaki sempozyuma geldiğini söyleyen Hacette Üniversitesi Seramik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan Canduran, “Geçmişte de kamuya yönelik caddelerde ve parklarda sergilenebilen eserler koymuştuk. Hali hazırda 2 çalışmam sergilenmektedir. Bu seneki sempozyuma 8 sanatçı katıldı. İtalya başta olmak üzere Romanya, Küba ve Kore’den yabancı sanatçılar geldi. Birçok sempozyuma katıldım ve eserler ürettim. Bu etkinlik, sanatçıya değer ve destek veriyor. Şu an ise insan şekillendirmesi üzerine bir çalışma yapıyorum. Dikkat ederseniz üzerinde katmanlar yer alıyor. Bu katmanlar, insan hayatının ömrü boyunca yaşadığı iyi ve kötü duyguları olarak hissettirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.