Eskişehir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri (HAYKOOP) başkanı Halil İbrahim Bilir, “Bir ülkede üretim politikası olmazsa veya varda işletilemiyorsa o ülkede üretim ve gelişim olmaz”dedi.
Ülkemizde üretimde kullanılan girdi fiyatlarının afaki bir şekilde artmasından dolayı (mazot, enerji, yem, gübre, tohum, ilaç, gıda) ülke üreticisinin üretemez duruma geldiğini kaydeden Bilir, “Yemin samanın % 70 ni kendisi üreten aile işlemesi bile üretemez duruma geldi işletmesindeki hayvanlarını sattı veyahut kestirdi.
Üretimde kullanılan herşey artıyor ama süt fiyatı bir türlü artmıyor sabit kalıyor ve ne hikmettirki süt fiyatı artarsa Türkiye’de enflasyon artar tavan yapar ve ekonomi işletilemez doruma getiriliyor.
Bilmiyorlar ki , süt olmazsa buzağı olmaz buzağı olmazsa et olmaz süt olmaz şunuda biliyoruzki süt fiyatının artması sorunumuzu çözmüyor. Önemli olan üretimde kullanılan girdi fiyatlarının düşürülmesi düşürülmediği takdirde süte verilen zam yine yeme gidecektir ve üretici günü kutarmış olacaktır, sürdürüle bilirliği yoktur.
Ulusal süt konseyi yeni fiyatı belirlediğinde parite, 1.1 in altına düştüğünde tekrar fiyat revize edilecek denmesine rağmen aralık ayında süt-yem paritesi, 0.94 ocak ayında, 0.94 şubat ayında, 0.97 mar ayında ise, 0.84 olarak gercekleşti.
Yem fiyatı, 280 TL’ nin üzerine çıkmıştır, 1 kilo yem maliyeti, 5.5 tl olmuştur,1 litre soğutulmuş sütün fiyatı hala, 4.70 krş tur,1.5 paritesini bile yakalayamıyoruz yemin kilosunu, 6 tl den alıyoruz.
Konseyin belirlediği çiğ süt maliyet taplosunu görmekteyizki, 1 litre sütün maliyeti, 5.90tl olmuştur üreticinin girdileri bu fiyatın üstüne çıkmaktadır.
Süt fiyatının belirlenme sistematiği konusunda revizyon gereği açıktır ve yapılacak bu revizyonda nasıl yem sanayi ve süt sanayi kendi fiyatlarını kendisi belirliyor ise süt fiyatının belirlenmesinde de üreticilerin büyük oranda söz sahibi olduğu bir sistemin kurulması gerekmektedir bu ürünün fiyatını arz talep belirler.
Sonuç olarak üretimi sürdürülebilir kılacak makul bir fiyatın belirlenmemesi durumunda damızlık değer taşıyan düve ve ineklerimizin kesime sevk edilecekleri önceki yıllardan kazanılan tecrübe ile sabittir.
Ayrıca, ana metaryelinin azalması sonucu azalacak yeni doğan buzağı sayısı ile damızlık düve ve et üretiminde dahi geriye gidiş ve buna bağlı et ve damızlık düve fiyatlarının da gereğinden fazla zamlanması söz konusu olacaktır”dedi.