Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr. Abdullah Ortadeveci, pandeminin yüz yüze eğitimin önemi ve değerini ortaya çıkaran bir süreç olarak yorumlanabileceğini söyledi.
Pandemi süreci, uzaktan eğitimin sağlık alanında uygulanıp uygulanamayacağını test eden bir süreç olarak görülüyor. Tıpta uzaktan anatomi eğitimini değerlendiren Ortadeveci, uzaktan eğitimin son 15 yıldır dünyanın gündeminde olduğunu, buna yönelik çalışmalar yapıldığını, sisteme pandemiden dolayı hızlı ve zorunlu şekilde geçilmek zorunda kalındığını belirtti. Dr. Abdullah Ortadeveci, “Literatürü incelediğimiz zaman şöyle bir gerçek çıktı karşımıza. Uzaktan eğitim denen çevrim içi eğitim, aslında bu pandemi sürecinde tüm dünyada verilen eğitim değil. Çünkü uzaktan eğitimin haftalar aylar öncesinden uzaktan olacağı planlanmış, fiziksel bir sınıf ortamı, fiziksel bir etkileşim gerektirmeyen ve tüm materyallerinin de buna göre organize edilmiş bir eğitim şekli olduğu söyleniyor. Bizde süreç bu şekilde yaşanmadı, ani ve zor bir geçiş oldu hem öğrenciler hem öğreticiler için. Literatürde bu sisteme ‘acil uzaktan eğitim’ deniliyor. Acil uzaktan eğitim, yüz yüze planlanmış bir sürecin, pandemi ya da doğal afetler gibi sebepler dolayısıyla uzaktan olarak devam ettirilmek zorunda kalınması sonucu ortaya çıkan bir eğitim. Bu ikisinin tanımı da içerikleri de farklı. Pandemi sürecinde olan daha çok ikinci tanıma uyuyor, literatür bunun üzerine yoğunlaşmış durumda” dedi.
Uzaktan eğitimde uygulamaya yönelik eksikliklerin giderilmesi yönünde çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Ortadeveci şöyle devam etti:
“Anatomi olarak tıp eğitiminin ‘preclinic’ parçasının en yoğun uygulama gerektiren derslerinden birisiyiz. Geleneksel anatomi eğitiminde anfi derslerinin yanında her anfi dersi ile denk saatte bir anfi dersi için bir saat uygulama dersi yapılacak şekilde yoğun bir pratiğimiz var. Öğrencilerimiz normalde kadavra ve maketlerin bulunduğu bu pratik derslere geliyorlar, kendi telefon ve tabletlerindeki üç boyutlu uygulamaları kullanıyorlar, yardımlaşarak ve tartışarak bazen kadavra üzerindeki yapıları kendileri bularak öğrenmeye çalışıyorlardı. Uzaktan eğitime geçtiğimizde anatomi eğitiminin teorik, anfi kısmını geleneksele benzer şekilde gerçekleştirebildik, ama uygulamada yüz yüze eğitim olmadığı için belli şeyleri gerçekleştiremedik. Öğrenme piramidinin temelini oluşturan ‘kendin yap, başkasına öğret, grup içerisinde tartış’ gibi önemli aşamaları ne yazıkki laboratuvar dersleri yapamadığımız için yeterli düzeyde hayata geçiremedik.”
“Yüz yüze eğitimin önemi ve değerinin farkına varıldı”
Uygulamadaki aksaklıklardan dolayı öğrencilerin geleneksel anatomi eğitimi ile uzaktan anatomi eğitimini karşılaştırmalarını istedikleri bir anket çalışması yaptıklarını kaydeden Ortadeveci araştırma sonuçlarını da paylaştı: “Çoğunluğun katıldığı ankette öğrenciler kısaca şunu söylediler: Anatomi eğitiminde özellikle bu eğitimin uygulama kısmında uzaktan eğitim henüz güçlü bir alternatif olamadı. Çünkü bahsedilen öğrenme şekillerinden mahrum kalmaları muhtemelen onları da etkiledi. Açık uçlu sorduğumuz sorulara verdikleri cevaplar laboratuvar, uygulama dersleri olmadan anatomi öğrenmenin çok da mümkün olmadığı üzerineydi. Bu sürecin eğitim camiasına çok şey kattığını düşünüyorum. Öğrencilerimiz çok yoğun bir uygulama eğitimine maruz kaldıkları için bazen derse girmek istemiyor, uygulamalardan kaçıyorlardı, kadavra görmekten imtina edenler vardı. Çalışmamızda yönelttiğimiz açık uçlu sorularımıza samimiyetle; dersleri çok özlediklerini, uygulama derslerine, laboratuvara gelmek istediklerini, ‘kadavrasız anatomi olmaz, uygulama olmadan anlayamıyoruz, lütfen bizi okula çağırın en azından uygulama derslerini okulda yapalım’ şeklinde dönüşler yaptılar. Biz de öğrencilerimize, daha önce ellerinde olup şu anda farkına vardıkları yüz yüze eğitimin değerini kıymetini döndükten sonra da bilmelerini tavsiye ediyoruz.”