Eskişehir’in termal su bakımından zengin bir bölgesinde bulunan 137 yıllık tarihi Kızılinler Kaplıcası’nın suyu; mide, böbrek, romatizma ve cilt hastalıkları gibi birçok rahatsızlığın derdine derman oluyor. Bölge halkı, bakımsızlıktan ve ilgisizlikten yok olmaya yüz tutmuş tarihi hamamın yetkililer tarafından eski günlerine döndürülmesini istiyor. 
Eskişehir’in en eski kültürel değerlerinden biri olan ve tam bir şifa kaynağı olarak bilinen Kızılinler Kaplıcası, bugünlerde tarihe karışmayı bekliyor. 1882 yılında yapımı tamamlanan şifa kaynağı hamamın camları, kapıları kırılmış, içerisinde bulunan havuz ve çevresi de tahrip edilmiş durumda. 38 derece sıcaklığa sahip kaplıcanın suyu; depresyon, mide, böbrek, bağırsak, romatizma, kadın ve cilt hastalıkları tedavilerinde etkili oluyor. Bölgede yaşayan vatandaşlar, tıbbi amaçlı kullanılabilen suyun bulunduğu ve son dönemlerde kimsenin ilgilenmediği hamamın onarılmasını istiyor. Konuyla ilgili hamamın bulunduğu Kızılinler Mahallesi’nin Muhtarı İsmail Kızılinler, buranın suyunun her derde deva olduğunu ve bu yapılanların varlığa, anıta veya bir nimete yapılmış bir hakaret olduğunu ifade ederek, "Bura kazıldı, sıcak su çıktı. Kükürtlü bu su. Aç karnına, tok karnına iç, cilt hastalıklarına böbrek hastalıklarına,mide ülserin, safra kesesine, egzamaya, kadın hastalıklarına iyi geliyor. Orada laboratuar sonuçları da var orada. Sonra burasını düşündüler. Eskiden imece usulü deyince herkes bir şey yapmak için geliyordu. Burada o zaman 120 hane varsa, o 120 hanenin de alın teri var burada. Kendileri kazmalarla küreklerle çalıştılar. O zaman yoksulluk var, para yok. Para yardımı da yapıldı ama çok fazla değil. Bunar bilinçli olarak yapıldı. Aslında bana olarak yapıldı ama bu köye yapılmış bir ihanettir. Varlığa, anıta veya bir nimete yapılmış bir hakarettir. Bunlar bilinçli yapıldı. Bunları iyi kötü tahmin edebiliyoruz ama gözümüzle görmediğimiz için bunlar ağır şeyler. Yabancı değil bunları yapanlar. Yaptıranlar da yabancı değil. Yani bunlar sadece karalamak için. Keşke beni vursalardı da buraya zarar vermeselerdi. Burası bir nimetti. Bizim buranın sembolüydü. Bu bizim Kızılinler’in sembolüydü, şifalıydı" şeklinde konuştu. 

"Kağıt tıkadılar, çöp tıkadılar, suyu bile kapadılar" 
Farklı şehirlerden ve ülkelerden bilen insanların burada bulunan su için geldiklerini söyleyen Muhtar Kızılinler, "Buraya geldiği zaman temiz bir içeriye girmek vardı. Bakın ben oradaki mermerleri döşettirdim. 17 gün mermerci geldi ustalar geldi ilgilendim. Kurna dedikleri yer de mozaikti. Her taraf perişandı, oraları da mermer yaptırdım. Buraların boşaltıldığı gün hepsini atmışlar. Ben onu ummuyordum. O akşam dağıtmışlar. Havuza atmışlar, sağa sola atmışlar. Kağıt tıkadılar, çöp tıkadılar, suyu bile kapadılar yani. Bunlar iyi şeyler değil. Ama sorumlu olacak insanlar bunu yanlış bildiği için, iyi düşünemediği için burada gelip de milli emlak ya da devlet tarafından bir açıklama yapılmadığı için ben suçluyum yani. Aslında benim suçum yok. Benim içim rahat ama üzülüyorum. Bakın Erzurum’dan, Kütahya’dan, Konya’dan da geldiler. Avrupa’da yaşamış, buraya geldiği zaman kızını, çocuğunu getirenler oldu" dedi.