CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar, düzenlediği basın toplantısında , Eskişehir örgütü ile ilgili olağanüstü kongre, kayyum ataması ve seçim süreci ile TBMM’nde kabul edilen teskere ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Suriye yönelik hareketinin meclisteki partilerin kabul ettiğini vurgulayan Adar, Eskişehir’de olağanüstü kongre isteyen ve Kayyumun 27 Ekim tarihi açıklamasını “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” sözü ile yorumladı.
“Dün TBMM’nde Türkiye’yi belki de son yılların en sıkıntılı bir olayına doğru götürecek bir olayın gizli görüşmesi vardı” diyen CHP İL Başkanı Abdülkadir Adar basın toplantısında şunları söyledi:
Suriye yönetimle diyalog kurulmalı
“ CHP’nin iştirak ettiği parlamentoda grubu olan partilerin iştiraki ile Suriye’ye askeri hareketin başlatılması için hükümeti 1 yıllık izin talebi vardı, bu teskere verildi.
2010 yılında başlayan Suriye’deki rejimi yok etmek için planların gerçekleşmediği ortaya çıktı. CHP sürekli yenilediği Suriye’deki şuan idarede olanlarla irtibat kurmadan Suriye sorununu çözemeyeceğini söylemişti. Ancak hükümet böyle bir talepte bulunduğu için izin verildi. Bugüne kadar yapılan hareketlerde sonuç alınamadı.
Türkiye’nin güvenliğini elde edeceğiz diyerek başka ülkenin topraklarına girerken de sakıncalarını söylüyoruz. Resmi rakamlara 3,5 genel kanata göre 5 milyon Suriyelinin Türkiye topraklarında yaşadığı söyleniyor.
Bugün ülkemizde bulunduğu ekonomik kriz net derinden etkiliyor. Böyle bir ortamda yeniden Suriye’den gelecek olanlarla nasıl baş edeceğiz. DEAŞ gibi bir sorunu da başımıza getirdiler. Çözüm yolu Suriye’deki Şam yönetimi ile çözülmesi kanaatini taşıyorum. Hükümeti yönetenlerin de buna yönelmesini istiyoruz.
CHP’yi kamuoyu önünde ivme kaybettiren davranışlardır
17 Eylül Tarihinde Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi bir karar verdi. Mahkeme, kayyum ataması talebini kabul etti. Ama talep kabul edilirken, sadece talep edilenin bir kısmını görüp, mahkemenin verdiği kararda bazı şeyleri gözden kaçırırsak bazı problemler ortaya çıkıyor. Bir kısım arkadaşlarımız kendi işlerine geldiği şekilde yargı kararını yorumlamaya kalkmışlardır. Oysa yargı kararı son derece netti. İstinaf mahkemesine gitme yolu kabul etmişti. Dolayısıyla bu konunun muhatabı olan CHP genel merkezi de hemen aynı gün temize gideceğini ilgili mahkemeye belirtmişti. Kayyum olarak atanan arkadaşlarımız hangi saikle olduğu bilinmez olağanüstü kongrenin 27 Ekim’de yapılacağına dair gündem açıkladılar. Bu son derece yanlış bir tavırdır. Sonrada seçim kuruluna başvuruda bulundular. Yanlış hesap Bağdat’tan döner misali onlara bizim söylediğimiz ‘henüz kararın kesinleşmediğiydi’. Nitekim, yüksek seçim kurulu tarafından bunun olmayacağı yönünde karar verildi. Yokuşa karşı arabayı sürmenin bir anlamı yok idi. Bunlar sadece CHP’yi kamuoyu önünde ivme kaybettiren davranışlardır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 30 Eylül’de olağan kongre sürecine zaten girdik. 8 Kasım tarihinde mahallerde delege seçim başlayacak. Dolayısıyla artık bir takım zorlama ve tahriklerle parti içindeki birlik ve beraberliği bozacak davranışlardan tüm arkadaşlarımın kaçınmasını rica ediyorum. Ben parti içindeki bu kısır çekişmelerin bir kenara bırakılacağını ve çok olumlu bir kongre süreci yaşanacağını umut ediyorum.
CHP’nin vaatleri bir bir gerçekleşiyor
CHP iktidara çok yaklaşmış bir siyasi partidir. Son 3-4 seçim sürecinde Türkiye’de yapılması gereken şeyler ile ilgili vaatleri birer birer gerçekleşmeye başladı. İktidara gelmemesine rağmen gerçekleşmeye başladı. İnsanların yaşamlarını kolaylaşmaya yönelik önlem hep CPH’den geliyor. Emeklilere geçen yıl bu yıl da uygulanan bayramlarda birer ikramiye verilmesi. CHP bunu önermişti o günkü hükümet yetkilileri ‘olamaz’ demişti sonra 1000’lira olarak uygulamaya başladı. CHP iktidarında pasta büyüyecek halkımız eşit halinde paylaşacaktır. İnsanlarımız artık görmüştür. 31 Mart seçimleri sonrasında belediye başkanlarımız sosyal belediyelerin neler yapabileceğini, vatandaşlara kolaylıkları nasıl sağlayacağını gösteriyor. Bu CHP’yi genel iktidara taşıyacaktır.”