“21 yıldır iktidarda olan, ülkeyi adeta saltanata ve hanedanlığa dönüştüren hükümetin hayatın her alanında oluşturduğu güvensizlik, rant ve talan politikaları artık her türlü ahlaki ve toplumsal değeri ayaklar altına almaktan çekinmeyecek kadar pervasızlaşmıştır.
Bu iktidar; dayanışma yerine yardım ve biat düzenini oluşturmuş, referans aldığı; “bir elin verdiğini, diğer el görmesin”, “bir hırka, bir lokma” öğretisinin tam tersine daha çok bağımlı kılma ve daha çok rant elde etmeyi hayat felsefesi haline getirmiştir.
Halka ait birçok kurum ve yapıyı tasviye eden bu iktidar, 155 yıl önce kurulmuş olan Kızılay’ı da insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, gönüllü hizmet, birlik ve evrensellikten oluşan 7 temel ilkesinden uzaklaştırmakla kalmamış, tamamen bir rant ve devşirme alanına dönüştürmüştür.
Hiçbir dönemde Kızılay’a yönelik güvensizlik bu dönemdeki kadar artmamıştır. Olağan dönemlerde yapılan kan bağışlarıyla toplanan kanları para ile hastalara, en son meydana gelen Deprem sürecinde de çadır, yiyecek vb. satmasının sonucu yurttaşların kan bağışı yapması yönünde olumsuz etkilerini maalesef sağlık kurumlarımızda gözlemleyebiliyoruz.
Yeterli oranda kan stoğu olmaması nedeniyle hayati önemdeki kalp ameliyatlarının dahi yapılamadığı kritik bir aşamaya gelinmiş olunmasının sorumlusu bu iktidarın yanlış politikalarında ısrar etmesidir.
Yine Kızılay yönetim kurulu ve başkanının huzur hakkı adı altında aldıkları yüzbinlerce lira maaş, bu kurumun “Gönüllü Hizmet” ilkesini hiçe saymış ve bağış yapılmasını da olumsuz etkilemiştir.
Özellikle 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem sonrası hem ulusal hem de uluslararası alanda bu kurumun hiçbir güvenirlik ve prestiji kalmamış, uluslararası Kızılhaç ve Kızılay federasyonundaki statüsünün değiştirilme riski ve tartışmalarına neden olmuştur.
Hastanelerin kendilerine ait kan bankalarının yeniden oluşturulması, Kızılay kurumunun şeffaf, bağımsız ve denetlenebilir bir kurum olabilmesi için yeniden yapılanmaya gidilmesi, sorumluluğu olan kişiler hakkında soruşturmanın başlatılması ve sorumluluk gereği istifa etmeleri gerekmektedir.
Tüm olumsuzluklara rağmen kan bağışı sürekli olmak durumundadır. Bu nedenle bir yandan eleştirilerimizi yapıp şeffaf ve toplum yararına faaliyet yürütecek bir Kızılay’ı yaratmaya çalışırken diğer yandan yaşamak ve yaşatmak çabamızı dayanışma ile büyüteceğiz.
Bizler, toplumsal sağlığı ve insan yaşamını önceleyen ilkesel duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Unutmayalım ki kan bağışı bir başkası için yaşama yeniden tutunma mutluluğunun önemli dayanışmasıdır. Kan bağışının hayat kurtardığı bilinciyle; üyelerimiz başta olmak üzere halkımızı kan bağışı yapmaktan imtina etmemeye çağırıyoruz.”