Hiç gelme, gittiğin yerde kal. Sakın arama, asla dönmeyeceğim yanına. Artık yeter bu keder, bu beklemeler.
Tüm ruhumu böldün parçalara ayırdın. Sonra savurdun dünyanın dört bir yanına. Bir ayağım Afrika da, bir yanım Hindistan da, bir parçam burada kaldı. Toplayamıyorum ruhumun derinliklerini. Ben hep unutulan, hep arayan olmayacağım artık. Gelme kal olduğun yerde. Parçalarımı toplayacağım tek tek Afrika dan, Hindistan dan, ülkemden. Yalnızlığımdan şaheserler yaratacağım.
Bu yaşamın başından tanıdığım kaybolmuşluk senden geliyor. Bu hep bir yarım başka topraklarda hissi senin eserin. Hiç tam olamıyorum ah ne yazık. Tüm parçalanmışlıklarım senden yana.
Ne çok sevindim seni bulunca. Parçalarım bir olacak sandım, artık bütünleneceğim sandım. Aldanış oldun, hüzün oldun. Sen parçalara ayırmışsın meğer beni. Bütün olmama izin vermeyen sensin. Yüzyıllardır yaptığın buymuş bana. Ne zaman bütün olsam parçalamışsın beni.
Ben sevmişim kardelenleri dağ başlarında. Sevmişim buzullarda. Sevmişim ulaşılmaz yarlarda. Oralarda tanışmışım kardelenlerle. Oralarda yarenlik etmişim onlara. Bu kardelen takıntısı ondan kalmış. Savurduğun yerlerde açan tek çiçekmiş. Kardelen tek dostum, tek arkadaşım olmuş yüzyıllarca. Bir ben olamamışım tek ve bütün. Hep bir ben bir kardelen olmuş hayatımda.
Sakın gelme olduğun yerde kal. Ben zaten seni değil kardelenleri sevmişim. Arama artık ne çıkar. Tüm ulaşılmazlıklarda yaşıyorum ben hür ve bütün. Elimde kalan kardelen bana yeter.