AKP’nin Meclis’e sunduğu ve TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda dün görüşülen Siber Güvenlik Kanunu teklifi ifade ve basın özgürlüğü ile milyonların kişisel verilerinin gizliliğine ve mahremiyetine tehdit oluşturabileceği nedeniyle muhalefetin tepkilerine neden oldu. Teklif ile‘veri sızıntısı olmadığı halde veri sızıntısı yapılmış gibi algı oluşturma’ suçu oluşturulurken, bu suçu işleyenlere 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. Teklif ile geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’na geniş yetkiler verilirken, Siber Güvenlik Başkanlığı istediği yerde ‘hakim onayı olmaksızın’ arama yapabilecek, dijital materyallere el koyacak, kopyalayacak.
Muhalefet ifade ve basın özgürlüğü ile milyonların kişisel verilerini tehdit ettiği gerekçesiyle düzenlemeye tepki gösterirken, tepki çeken maddelerde değişikliklere gidildi. Yapılan değişikliklerin yurttaşların temel hak ve özgürlüklerine yönelik tehditleri ortadan kaldırmadığını belirten CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “AKP Meclis’e getirdiği teklif ile yine gazeteciliği, ifade ve basın özgürlüğünü hedef alıyor. Siber Güvenlik Kanunu teklifindeki bazı düzenlemelerin sansür yasasından farkı yok! Veri sızıntısına yönelik ‘algı oluşturma suçu’ diye yine ifade ve basın özgürlüğü cezalandırılacak!Siber Güvenlik Başkanlığı’na sivil toplum, şirketler, belediyeler ve milyonların tüm veri, bilgi ve log kayıtlarına sınırsız erişim, aktarım yetkisi veriliyor.Hem de denetimsiz! Anayasaya aykırı verilen bu sınırsız yetkilerle mahremiyetimiz, kişisel verilerimiz büyük tehlikede! Bu yasa geçerse 86 milyon için ‘kişisel veri güvencesi’ kalmayacak” dedi.
İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE YENİ TEHDİT: “MIŞ GİBİ İÇERİK OLUŞTURMA”
TBMM’ye sunulan 21 maddelik Siber Güvenlik Kanunu Teklifi dün Milli Savunma Komisyonu’nda görüşüldü. Teklifin gerekçesi Türkiye’nin siber güvenliğini güçlendirmek diye sunulurken, aralarında CHP’li milletvekilleri Özgür Ceylan, Utku Çakırözer, Süleyman Bülbül, Eylem Ertuğ Ertuğrul, Seyit Torun, Yüksel Mansur Kılıç’ın da bulunduğu muhalefet milletvekilleri teklifin Anayasa aykırı olduğunu, ifade ve basın özgürlüğüne, milyonlarca yurttaşın kişisel verilerinin gizliliğine tehdit oluşturacağı gerekçesiyle geri çekilmesini istedi.
Muhalefetin tepkileri sonrası teklifte bazı değişikliklere gidilirken, ‘veri sızıntısı yapılmış gibi algı yaratma’ suçu düzenlemesi ‘veri sızıntısı olmadığı halde halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef almak amacıyla veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturanlara ve/veya bu içerikleri yayanlara’ olarak değiştirildi.
SİBER GÜVENLİK BAŞKANLIĞINA SINIRSIZ, KEYFİ YETKİLER
Kanun teklifinde Siber Güvenlik Başkanlığı’na verilen “hakim onayı olmaksızın arama yapma ve dijital materyallere el koyma yetkisi” tepkilere rağmen korunurken verilen bir değişiklik önergesi ile sadece ‘Cumhuriyet savcısı veya Başkanın yazılı emri ile’ şeklinde değişiklik yapıldı.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yapılan değişikliklerin ifade ve basın özgürlüğü ile kişisel verilerin gizliliği konusunda oluşabilecek tehditlerin önüne geçmediğini söyledi. Çakırözer, teklifin 6, 8 ve 16’ncı maddelerine ilişkin ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması alanında ciddi sıkıntılar yaratabileceği yönünde ciddi kaygılar olduğunu belirtti.
MUĞLAK İFADELERLE GAZETECİLİK VE SOSYAL MEDYA HEDEFTE
Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere 86 milyonun kişisel verilerinin gizliliği konusunda büyük tehditler oluşturduğunu belirten Çakırözer, şunları söyledi:
“Bu teklif TCK’ya ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunu eklediğiniz sansür yasasından farksız.‘Siber tehdit, siber olay, veri sızıntısı, algı operasyonu’gibi muğlak ve yasal olarak belirsiz ifadelerle, tamamen keyfi uygulama ve yaptırımlara açık bir düzenleme ile karşı karşıyayız. “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef almak amacıyla ‘Mış gibi içerik oluşturmak’” diye bir suç tanımı olabilir mi? Kime göre neye göre korku ve panik? ‘Mış gibi’ ne demek? Bunlar hep belirsiz ve muğlak. Ve bu belirsiz kriterlerle oluşturulan suçu işlediği ileri sürülecek kişilere 2 ile 5 yıl arası hapis cezası verilecek. Bu şekliyle kanunlaşırsa, haber yapan gazetecilerin ya da sosyal medyada paylaşım yapan kişilerin kolaylıkla hedef alınmasına neden olacaktır. İfade ve basın özgürlüğüne yönelik sistematik bir tehdit var karşımızda.”
“BİLGİ, VERİ VE LOG KAYITLARINA SINIRSIZ ERİŞİM YETKİSİ”
“Yine teklifin 6’ncı maddesi ileSiber Güvenlik Başkanlığı’na gerçek ve tüzel tüm kişilikler yani yurttaşlar, sivil toplum, şirketler, belediyeler, üniversiteler ve hepimizin tüm veri, bilgi ve log kayıtlarına sınırsız erişim, aktarım yetkisi veriliyor. Hem de denetimsiz! Anayasaya aykırı yetkiyle mahremiyetimiz, milyonlarca yurttaşın kişisel verileri büyük tehlikede!”
“86 MİLYON İÇİN KİŞİSEL VERİ GÜVENCESİ KALMAYACAK”
“Teklifin 8’inci maddesinin 5’inci fıkrası ile, Siber Güvenlik Başkanlığı’nagecikmesinde sakınca bulunan hallerde ‘hakim onayı olmaksızın’ arama yapma, dijital materyallere el koyma ve veri toplama yetkisi tanınmakta. Yani Siber Güvenlik Başkanlığı istediği her yerde 'hakim onayı olmaksızın' arama yapacak, dijital materyallere el koyacak, kopyalayacak! Kimse de itiraz edemeyecek! 86 milyon için 'kişisel veri' güvencesi kalmayacak!Bu düzenleme ayrıca araştırmacı gazetecilik için büyük tehdit oluşturmakta. Gazetecilerin haber kaynağından aldığı belgeler, iletişim kayıtları bu yetki kapsamında erişilebilir hale gelecektir. Gazeteci haber kaynağını açıklamaz, açıklamaya zorlanamaz.Bu düzenleme ile gazeteciliğin mesleki gizliliği ihlal edilebilir. Biz bunları söyleyince değişikliğe gittiler. Ancak sadece makyajlama yaptılar. Hakim onayı olmadan arama ve el koyma yetkisi Başkana veya Cumhuriyet savcısına verildi. Bu değişiklik yurttaşların kişisel verilerinin ve mahremiyetinin korunması noktasındakibüyük kaygıları gidermekten son derece uzak. Bu şekliyle kabul edilemez.”
‘SANSÜR YASASI’NDAN FARKSIZ!
“2024 yılında ve daha önceki yıllarda gördük. Türkiye’deki yurttaşların kişisel verilerinin nasıl sızdırıldığını, yurttaşların telefon numaralarının, adres ve aile bilgilerinin, tapu, hastane, eğitim ve plaka bilgilerinin çarşaf çarşaf nasıl yayıldığını,100 liraya nasıl satıldığını gördük. Gazeteci Ali Safa Korkut bu veri sızıntısını haberleştirdi. BTK’nın verileri koruyamadığına ilişkin Google’den yardım istediğini belgeleriyle haber yaptı.Şimdi bu teklif kabul edilirse bu haberler suç ve haberleri yapanlar suçlu haline gelecek. Sakın ‘etmeyecek’, ‘yok böyle bir şey’ demeyin. Çünkü sansür yasasında da gazeteciler, meslek örgütleri bu komisyonlarda konuştular. Biz milletvekilleri konuştuk. ‘Bu kanun böyle çıkarsa gazeteciler, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkıetkilenecek’ dedik, ‘hayır etkilenmeyecek’ dediniz şimdi sonucunu hep birlikte yaşıyoruz. Sansür yasası çıktıktan sonra iki yılda 4 bin 590 kişi hakkında soruşturma açılmış. Bu soruşturma açılanlardan en az 56 gazetecihakkında 66 farklı soruşturma açıldı. 7’si tutuklandı. 2022’deki sansür yasasına itiraz ettik, dinlemediniz. Sonunda mağduru başta gazeteciler olmak üzere binlerce vatandaş oldu. Şimdi bu teklifbu haliyle ifade ve basın özgürlüğüne, özel hayatın gizliliğinebüyük zararlar verme riski oluşturmaktadır.”