Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nazan Aksaray bundan beş yıl önce, Eskişehir Kıymetlidir Platformu’nun öncülüğünde, Eskişehir halkı ile birlikte Alpu Kömürlü Termik Santrali’nin yapımı nasıl durdurulduysa, Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin siyanürlü altın arama çabalarına izin vermeyeceklerini belirtti. Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Eskişehir’e kuş uçuşu 20 dakika mesafede Tepebaşı ilçesi Atalan mahallesi ve Mihalgazi ilçesi Alpagut mahallesi mevkiinde,  siyanürlü altın ve gümüş madeni açmak istediğini ifade eden Aksaray, “Bu bölgeyi halkımız bereketli topraklarından gelen domatesiyle, rokasıyla, türlü sebze, meyvesiyle çok iyi tanıyor. Madenin açılmak istendiği yer, şehrimizin ve ülkemizin göz bebeği şehrimizde bilinen adıyla Sakarı bölgemiz. Ormanları, tarım alanları, meraları, akarsuları ve kültürel zenginliğiyle, şehrimizin ve ülkemizin gözbebeği bir bölgeden bahsediyoruz.” dedi.

SEÇİM SONRASI ÇED SÜRECİ YENİDEN HAREKETLENDİ

Cengiz Holding’in şirketinin, yerel seçim öncesi ÇED olarak bilinen Çevresel Etki Değerlendirme başvurusunu durdurmasına karşın seçim sonrasında ÇED sürecinin yeniden hareketlendirildiğini aktaran Aksaray, sürece ilişkin şunları söyledi: “5 Temmuz 2024’te, şirket ÇED başvuru dosyasını Eskişehir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne teslim etti ve 5 gün gibi çok kısa bir süre sonra 10 Temmuz 2024’te Halkın Bilgilendirme Toplantısı’nın 15 Ağustos’ta olacağı duyuruldu. Üzerinde konuştuğumuz, ÇED ve ünitelerin toplam ruhsat alanı 1836 hektardır. Yaklaşık 716 futbol sahası büyüklükten bahsediyoruz. 15 yıllık olarak planlanan projede yılda 12 milyon ton kazı yapılacak ve patlatmalı açık ocak işletmeciliği, siyanürlü yığın liç yöntemi kullanılacak. Bu yöntem sadece 5 ay önce 13 Şubat 2024’de 9 işçimizin can verdiği Erzincan-İliç madeninde kullanılan yöntemlerden biridir. Bu bölgedeki saha da tıpkı Erzincan İliç gibi tepededir ve burada da eğim vardır ve Sakarya nehrine sadece 4 kilometre mesafede olduğunu unutmayalım.  Bu eğimli arazi aklımıza yine hemen Erzincan İliç altın madenindeki siyanürlü liç yığını kaymasını getirmelidir.”

AĞAÇLAR KESİLECEK, TARIM VE HAYVANCILIK BİTECEK

Alıcı bulamadı ürünler tarlada çürüdü Alıcı bulamadı ürünler tarlada çürüdü

Bu yöntemle yapılan altın madenciliğinde, arama, sıyırma, patlatma, öğütme, siyanürleme ve depolama aşamaları bulunduğunu ifade eden Aksaray, bu aşamaların her birinin sağlığa zararlı olduğunu belirtti. Bölgede madenciliğe izin verilmesi durumunda; ağaçların kesileceğini, ormanların, tarım arazilerinin yok edileceğini, sondajlar, patlamalar ve işletme için kullanılacak milyonlarca ton su nedeniyle su kaynaklarının kuruyacağını, tarım, hayvancılık ve arıcılığın yok olacağını vurgulayan Nazan Aksaray, “Binalarımız hasar görecek, temiz havamız yerini toza bırakacak, yüzyıllardır bu topraklarda üreten halkımız, çaresizce köylerinden göç edecek. İşsizlik, umutsuzluk ve ruhsal rahatsızlıklar olacak.” şeklinde konuştu.

SİYANÜR YERALTI SULARINA KARIŞACAK…

Siyanür ve toprakta bulunan ve siyanürle temas edince serbest ve zararlı hale gelen arsenik, kurşun, civa gibi ağır metallerin, buharlaşma ve yağmur, sızma, taşma gibi yollarla Sakarya Nehri’ni de besleyen yer altı sularına karışacağını dile getiren Tabip Odası Başkanı Aksaray, şöyle konuştu: “Solunum, cilt teması veya bulaştıkları içme ve kullanma suları ve besin yoluyla vücuda girecekler ve kan hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar, bebeklerde bedensel ve zihinsel gelişme geriliği ve cilt, prostat, karaciğer, mesane, böbrek, akciğer gibi çeşitli kanserlere neden olacaklar. Ayrıca, sondaj, patlatma ve taşıma sırasında oluşacak toz da amfizem, silikozis, KOAH, kanser gibi akciğer hastalıklara neden olacak.”

LİÇ YIĞINLARINDA KAYMALAR OLUŞABİLECEK

Önemli bir diğer konunun ise siyanürlü liç yığınlarında oluşacak kaymalar nedeniyle yaşanan iş cinayetleri olduğunu ifade eden Aksaray, “Kısaca anlatmaya çalıştığımız nedenlerle, yaşatmaya yemin etmiş bir meslek grubu olarak yüksek sesle haykırıyoruz! Bu madene ve ülkemizin tüm varlıklarını talan eden vahşi madenciliğe hayır diyoruz!” diye konuştu.