Türkiye, yeni normalleşme süreciyle 2020-2021 eğitim-öğretim yılına geçtiğimiz günlerde girdi. Korona virüs (Covid-19) tedbirleri gereği online görülen derslerde, sınıf ortamından uzak öğrencilerin dikkat dağınıklığının önlenmesi için Psikolog Hikmet Güven Tekoğlu önemli açıklamalarda bulundu.
Covid-19 salgınıyla birlikte yeni normalleşme süreci devam ederken, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan, sosyal nitelikli eğitsel elektronik içerik ağı olan Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden dersler devam ediyor. Covid-19 nedeniyle yüz yüze eğitimden uzak kalan birçok öğrenci derslerini online olarak görürken, sınıf ortamından uzak kalmaları derslerde dikkat dağınıklığını da beraberinde getiriyor. Öğrencilerin bu süreçte dikkat dağınıklığından uzak, daha verimli ders görebilmeleri için de ebeveynlere büyük sorumluluk düşüyor.
“Online eğitimde 30 dakikanın ardından en az 10 dakika ara verilmesi gerekiyor”
Online eğitim sürecinde öğrencilerde meydana gelen dikkat dağınıklığıyla ilgili konuşan Psikolog Hikmet Güven Tekoğlu, “Pandemi hayatımızda hiç beklemediğimiz şekilde karşımıza çıktı. Tüm dünya bununla mücadele etmeye başladı. Neredeyse artık 3’üncü aşamaya geçiyoruz. Daha önce hiç görmediğimiz bir şeyle karşılaştık ve bununla baş etmeye çalışıyoruz. Çocuklarımız için de online eğitim ve EBA diye bir sistem çıktı. Artık eğitim evimizin tam ortasına geldi. Çocuklarımız okuldan ve aktif eğitimden uzaklaşıp ev ortamında, bilgisayar başında çalışmaya başladılar. Bu süreç ne kadar devam edecek bilmiyoruz ama süreç içerisinden çocuklarımızın ve bizim en iyi şekilde yara almadan çıkmamız gerekiyor. Bunu yaparken birkaç tane dikkat etmemiz gereken konu var. Bunlardan biri oturuş şekli. Çocukların bilgisayar karşısında ya da ekran karşısında dik oturması gerekiyor. Çocuklarımız gelişim çağında oldukları için, kemik gelişiminin daha iyi olması, çocuğun gelişiminin daha iyi olması için oturuş çok önemli. Arkaya bir yastık yerleştirilebilir. Bilgisayar ile öğrenci arasındaki mesafe, bilgisayarın konumu çok önemli. Ebeveynlerin de bunu kontrol etmesi gerekiyor. Çünkü yaklaşık 40 dakika boyunca bir ekranın karşısında aktif olmadan bir şey izliyorlar. Oysaki okulda teneffüsler sayesinde çocuklar dışarı çıkıp enerjilerini atabiliyorlardı. Hareket ettikleri için gelişimleri daha sağlıklı oluyordu. Evden eğitim olunca hareket ihtimalleri düşüyor. Bu nedenle online eğitimde 30 dakikanın ardından en az 10 dakika ara verilmesi gerekiyor. Bu arada da anne ya da babanın 10 dakikayı çocuklar aktif bir şekilde geçirmesi gerekiyor. Oyun oynama, hava alması yani o ekrandan kurtulup kendisini daha özgür hissettiği bir alanda hareket etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Ailelerin, çocuğun o günkü öğrendiklerini mutlaka kazanımlarıyla beraber takip etmeleri gerekiyor”
Ayrıca Tekoğlu, velilerin çocuklarını bu süreçte yalnız bırakmamasını söyleyerek, “Diğer bir konu ise çocukların yemek alışkanlıkları. Ekranın karşısında ellerine bir şeyler alıp abur cubur, paketli yiyeceklerle zaman geçiriyorlar. Çocukların burada meyve alışkanlığını kazanması ya da sağlıklı kuruyemişlerle yeme alışkanlıklarının düzene sokulması lazım. Bu süreçte ilkokul dönemi çok önemli. İlkokul döneminde çocuklarımız öğretmenleri ile bağ kuruyorlar. Maalesef şu anda her şeyin online olduğu bir sistemde, sınıf içerisinde 20-25 tane çocuk oluyor ve bir çocuğa sıra gelmesi uzun sürüyor. Çocuk da bu sırada sıkılıyor ve öğretmeniyle bağ kuramıyor. Burada öğretmenlere iş düşüyor. Onların öğrencilerle interaktif bir şekilde bağ oluşturması, onlarla sürekli iletişim içerisinde olması gerekiyor ki onları canlı tutabilsinler. Bu zamana kadar eğitim bir bakıma öğretmenlerin elindeydi, aileler sadece birer gözlemleyiciydi ama şimdi tam tersi oldu. Aileler tamamen bu işin içerisine girdiler. Aslında bu durum bir bakıma da çok iyi oldu. Ailelerin çocuklarını görerek gözlemleyebilmeleri ve buna göre bir yol belirlemeleri gerekiyor. Ailelerin, çocuğun o günkü öğrendiklerini mutlaka kazanımlarıyla beraber takip etmeleri gerekiyor. Geçen mart ayından bu yana eğitimde oluşan akademik makasın yükselmemesi gerekiyor. Bu yüzden aileler her eğitim sonrasında ya da başlangıcında mutlaka çocuklarını takip etmeli ve bununla ilgili çalışma yapmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Dikkat öğrenmedeki kaldıraç rolünü oynuyor, kaldıraç ne kadar yüksekse öğrenme o kadar yüksek oluyor”
Psikolog Hikmet Güven Tekoğlu, velilerin pandemi sürecinde yaşadıkları olumsuzluklara rağmen ev içerisinde çocuklarıyla en aktif şekilde vakit geçirmeleri gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam ettii:
“Bu dönemde aileler çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmeye başladılar. Tüm dünyada ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olarak zor bir dönemden geçiliyor. Bizler yetişkin olarak bununla baş edebilmeyi, bunu tolere edebilmeyi başarıyoruz. Ancak çocuklarımız daha çok küçük. Kişisel gelişimlerini, benlik gelişimlerini henüz tamamlayamadılar. Bu nedenle onların bu durumu tolere edebilmesi ebeveynlere göre çok zor. Burada rol yine anne ve babalara düşüyor. Bununla başa çıkmayı öğretmeleri gerekiyor. Yaşadıkları olumsuzluklara rağmen ev içerisinde çocuklarıyla en aktif şekilde vakit geçirmeleri ve bu durumla baş etmeyi bir şekilde öğretmeleri gerekiyor. Aslında bu dönemde bir bakıma çocukların strateji repertuarını genişlettik. Çünkü öğrenme becerisini geliştiremeyen, öğrenmeyi öğrenemeyen çocuklar yetişmeye başlamıştı. Bu dönem belki de çocuklar için bir kazanım oldu. Bu sistem çocuklara öğrenmeyi öğretmeye başladı. Bunda da ailenin çocuğu yönlendirmesi ile çocuğun strateji repertuarını ne kadar genişletirlerse ileride bir o kadar akademik açıdan başarılı olacağını görebilecekler. Çocuklarımızla vakit geçirirken akademik anlamda nerede kaldığına dikkat etmemiz gerekiyor. Biliyorsunuz ki dikkat çok önemli. Her şeyin başı dikkat. Dikkat öğrenmedeki kaldıraç rolünü oynuyor. Kaldıraç ne kadar yüksekse öğrenme o kadar yüksek oluyor. Dikkatlerindeki dağılmaları fark ettikleri zaman bununla ilgili mutlaka yardım almaları ve bununla ilgili her öğrencinin farklı yönlerini keşfedip buna göre bir çalışma stratejisi oluşturmaları gerekiyor. Bunlar zor dönemler fakat eminim ki ebeveyn olarak her şeyin üstesinden geldiğimiz gibi çocukların gelişebilmesi ve daha iyi bireyler olabilmeleri için elimizden geleni en fazlasıyla yapacağımıza inanıyorum.”