Hakem heyetini noterlikle suçlayan yetkili Konfederasyon Başkanı pası hakeme atan sensin.
Böyle olacağını bildiğin halde bu gün hakem heyetine sarıyorsun.
Peki işçi sendika Genel Başkanları yaptıkları TİS sözleşmelerinde Cumhurbaşkanı ile birebir görüşme yaparak işçinin hakkını alırken sen bu süreçte Cumhurbaşkanı ile niçin görüşmedin yoksa görüşemedin mi? Önümüzdeki iki yılın sorumsu olarak kamu çalışanlarına ne cevap vereceksin. Memur toplu sözleşme süreci bugün itibariyle sona erdi. Hakem kurulu da hükümetin önerdiği;
2024 için 15+10 2025 için 6+5 maaş artış oranlarını kabul ederek kesin kararını verdi.Bu karara karşı yargı yolu da kapalı. Böylece her iki taraf da topu taca atarak sorumluluktan kurtulmuş oldu.
Tekin, Oysa hakem kuruluna başvuru yapılmasaydı konu mecliste görüşülmek zorundaydı.
Birçok maddenin reddedildiği, hizmet kollarının talebi olan birkaç maddenin kabul edildiği malumunuz!#Kira yardımı, #Oransal zam,#Bayram ikramiyesi gibi talepler, reddedilen maddeler arasında. Üç ayda bir alınan toplu sözleşme ikramiyesi ile çalışanın tercihi yetkili sendikanın #olağanüstü başarısıdır bu!
Tekin, Bir çalışan olarak burada #faturayı yine kendimize kesiyoruz. En düşük memur maaşı belirlenirken (temmuz/2023) dahi #işçi #sendikaları temsilcilerine teşekkür ettik!
Tekin, Biz çalışanlar toplu sözleşme ödeneği olan (üç ayda bir ödenen) 300-500 lira uğruna aylık #maaş #kaybının hesabını yapmaya ya #vakit bulamadık ya da #tenezzül etmedik!
Oysa biliyoruz ki hepimiz üç beş kuruşun hesabını iyi yapıyoruz...
Maalesef üzülerek ifade ediyorum ki ülkemizde #sendikacılık çalışan hakkını, emeğin hakkını aramaktan ziyade bir #meslek haline gelmiştir...
Tekin, Sendikacılık; koltuk sevdası ve onu korumak uğruna her şeyin mûbah sayıldığı sözüm ona bir dava argümanı olarak kullanılmakta...!
Sendikacılık; temsilden ziyade, bir kısım kişilerin kendi heva ve heveslerinin vücut bulduğu bir hareket alanı olmuştur...
Oysa sendikacılık; sistem içinde sistem kurmak, kurum içinde kurum inşaa etmek, çalışanlar arasında bölücülük yapmak, adam kayırmak, devlet içinde devletçilik oynamak değildir...!
Sendikacılık; yüz binlerce çalışanın veya üyenin hakkını savunmak yerine, şatafatlı bir hayat sürmek, siyah makam arabalarına binmek, üyeye yukarıdan bakmak, çalışanı hiçe saymak, üyesi olmayana öteki edasıyla bakmak hiç ama hiç değildir...!
Tekin, Sendikacılık; hiç bir ayırt etmeksizin, aynı çatı altında çalışanları bir olarak görmek, eşit yaklaşmak, bir araya getirerek ortak çıkar ve menfaat ekseninde birleştirmektir...!
Hak, hukuk ve adaleti dilinden düşürmeyen sözüm ona dava adamları, hakkını aramadığı çalışanın alın teri olan #aidatını fütursuzca harcarken bin defa hesap kitap yapmalıdır...!
Zira onların #kursaklarından #haram #lokma geçmez...!”