Türk Eğitim-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı Haydar Urfalı sendikanın kuruluşunun 29. yılı münasebetiyle yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Türk Eğitim-Sen’in ilkeleri ve çizgileri ile örnek bir sendikacılık yapmıştır yapmaktadır ve yapacaktır. Kimseye minnet etmeden doğru bildiklerini söylen, kararlı, mücadeleci özelliğiyle herkesin takdirini kazanmıştır. “Ne büyük bir şeref payesidir Türk Eğitim-Sen mensubu olmak. Yoluna her geçen yıl üyelerinin gücü ile büyüyerek devam etmek. Şaşırmadan, tehdit ve baskıda bulunmadan, makam ve mevki değil, adam gibi duruş vaat ederek üyelerinin teveccühünü kazanmak…”
Bundan 29 yıl önce 18 Haziran 1992’de kurulmuş olan ve mensubu olmaktan büyük şeref duyduğumuz Türk Eğitim-Sen, hiçbir denge hesabı gütmeden her durum ve şartta eğitim çalışanlarının yanında saf tutmuş, ülkemizin ihtiyaç duyduğu her zaman cesaret ve adanmışlıkla toplumumuz adına ses olmayı ilke edinmiştir. Geçmişten günümüze emekleriyle Türk Eğitim-Sen’i her daim büyük kılan her kademedeki yönetici ve temsilcimize ve üye olarak sendikamıza güç veren bütün eğitim çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum. Eğitimi ve eğitim çalışanlarını ilgilendiren her gelişmede etkin ve öncü olan, ilkeli sendikacılığın adresi, milli sivil toplum kuruluşu Türkiye’nin sendikası Türk Eğitim-Sen'in 29. kuruluş yıldönümü kutlu olsun.
Türk Eğitim-Sen’in yıllardır türlü zorluklar ve engellemelere rağmen sürekli ve istikrarlı bir şekilde büyüyerek bugün Türkiye'nin en etkin sendikası olduğunu Türk memur sendikacılığının kutup yıldızı haline geldiğini bildirerek, “Kurulduğumuz tarihten bu yana sendikamızın sergilediği sendikal mücadele her türlü övgü ve takdire şayandır. Bize ne mutlu ki, sadece üyelerinin değil tüm eğitim çalışanlarının takdirini kazanmış, beğeniyle takip edilen, kararlı ve ahlaklı sendikacılığın yolbaşçısı olmuş bir ocağın mensuplarıyız.
Türk Eğitim-Sen olarak; ne kimseyi tehdit ettik, ne ahlaksız tekliflerle çalışanları işleriyle inandıkları arasında tercihe zorladık, ne de eğitim çalışanlarından aldığımız gücü politik ya da ideolojik emellere tahvil ettik. Her daim yönümüz eğitim çalışanlarının beklentilerine, yüzümüz de eğitim çalışanlarına dönük oldu. Sendikal istikametimizi belirleyen unsur her zaman temsil ettiğimiz eğitim çalışanlarının kazanımları oldu, asla siyasi konjonktürün rüzgarları duruşumuza istikamet tayin edemedi. Bu niteliğimizle de eğitim çalışanları için hep güven kapısı olduk..
İşte Türk Eğitim-Sen olarak, onurlu sendikacılığımız gereği kamusal alanı tahakküm altına alan, çalışanları huzursuz kılan her türlü arazlı anlayışlarla mücadeleyi şiar edindik. Çalışanların dışarıdan müdahalelerle katılımsal değişikliğe uğratılmasına, şahsiyetlerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmedik. Akıl ve hak yolundan hiç ayrılmadık, haktan ayrılanları ise en yüksek perdeden uyardık. Kamu çalışanlarını toplu sözleşme masasında pazarlamadık, siyasetin, bürokrasinin kölesi haline getirmeye çalışmadık. Ne mutlu ki bize aradan geçen 28 yılın sonunda sendikamız; hem eğitim çalışanlarının güvenle sırtını yaslayabileceği omzu ve gür sesi hem de ülkemizin en etkin, cesur, sorumluluklarını layıkıyla yerine getiren milli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak yüzümüzün akı ve camiamızın haklı gururu oldu.
Türk Eğitim-Sen, “Ne mutlu Türküm diyene” demekten gurur duyan, milli akıl, milli refleks ve milli bilinç ile geleceğine yön veren, vatanını namusu sayan, Büyük Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedeflere hiç durmadan yürüyen, bölücülüğe teslim olmuş pespayeler ile milletimizin ve devletimizin bekasına kast eden her türlü terör örgütüne karşı çelik gibi direnen anlayışı temsil eden bir sendikadır. Türk Eğitim-Sen'in bugünlere ulaşmasındaki en önemli hususun, hak mücadelesinde gösterdiği adam gibi tavrın ve eğitim çalışanlarına verdiği bu güvendir. İlkeli, mücadeleci ve ahlaklı sendikacılığın adresi Türk Eğitim-Sen, bu yıl salgın koşullarına rağmen 12 bin 613 yeni üye kaydı ile üye sayısını artıran tek sendikadır. Toplam 213 bin 888 üyemiz bizlere inanmış, bizlere güvenmiştir. Onların bu güvenine sadık kalmak ve emanetlerine sahip çıkmanın en temel sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz.
Sadece mali, özlük ve sosyal haklar alanındaki mücadelesiyle değil, milli bir sivil toplum kuruluşu olma özelliğinin de hakkını veren Türk Eğitim-Sen, Anayasamızda ifadesini bulan temel değerlerimize yürekten bağlı şekilde ‘Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız’ diyerek memleket sevgisini önceleyerek yürümeyi sürdürecektir. Türk Eğitim-Sen’in eğitim hayatına getirdiği 'ilk'ler ile diğer sendikalara da örnek olmaktadır. Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını geliştiren, çalışma barışını sağlayan, haksızlıklarla mücadele etmek için hukuk zemininden çıkmadan her türlü eylem ve etkinliğe imza atan sendikamız, örgütlü hak mücadelesinin yılmaz savunucusudur.
Unutulmamalıdır ki; bizi birarada tutan inandıklarımız, değerlerimiz, ilkeli mücadelemiz, hak ve adalet eksenli bir yürüyüşle yepyeni bir gelecek yaratma iradesidir. İnanıyorum ki, Türk Eğitim-Sen’e güç veren üyelerimizle birlikte ülkemizin daha güzel ve kutlu geleceğine beraberce sahip çıkacak, yolumuzu aydınlatan değerlere ve hedeflediğimiz ülküye sıkı sıkı sarılarak yorulmadan yürüyüşümüze devam edeceğiz.
Kuruluşumuzdan bugüne kadar onurlu yolculuğumuza emek vermiş olan her bir arkadaşımızı minnetle anıyorum. Rabbim hepsinden razı olsun.
Türk Eğitim-Sen’i en büyük kılan şube yönetim kurulu üyelerimize, ilçe ve işyeri temsilcilerimize, kısacası teşkilatımızın bütün yöneticilerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Üyelerimizden aldığımız güç, bizleri muzaffer kılarak, zirveye taşıyacaktır."