Bu Kamara’daki ısrar niye?
Sevgili okurlar, Eskişehirspor bizim her şeyimiz.
Bugün biraz spor yazalım istedim.
Türkiye’de bunu herkes kabul etmiştir ki, futbolda İstanbul egemenliğini yıkan takım Eskişehirspor’dur.
Eskişehirspor bir çıkış yakalamış, onu Trabzonspor, Bursaspor gibi başta olmak üzere diğerleri takip etmiştir.
Ligin fırtınası olarak bilinen Trabzonspor zor günler yaşamaktadır. Bursaspor da bir şampiyonluk yaşadıktan sonra şu anda da zirveye oynuyor.
İlk yarıda oldukça iyi olan Eskişehirspor’a devre arası yaramadı ve giderek aşağılara sürükleniyoruz.
Bu ne böyle dahilde ve hariçte beraberliğe bağladık gidiyoruz.
Gelelim Sanika Boru Elazığspor maçına.
Maça fena başlamadık, golü de erken bulduk, herhalde farklı bir skor yakalayacağız diye düşünürken Kamara’nın iki bencil hareketi maçın kaderini değiştirdi.
Eskişehirspor’un gol ayakları olarak görülen Kamara ve Necati uzun süren sessizliklerini Elazığ maçında bozdular ama bu bir şeye yaramadı.
Gelelim Kamara’ya.
Kamara öyle ahım şahım bir futbolcu değil, bireysel becerileri çok fazla yok. Ayağına ya da kafasına geldi mi gol atabiliyor.
Ama çoğunlukla da atamıyor.
Oyunu yavaşlatıyor, saçma-sapan hareketlerle takımın hızını kesiyor, peki o zaman bu ısrar niye diye sormadan edemiyor insan.
Madem Kamara ile başlanıyor ve bir şey yapamadığı da görünüyor Nuhiu neden daha erken alınmıyor maça, Özgür Çek’in kaderi hep son dakikalarda mı girmek. 
Fırsatçı Necati ise fırsatları değerlendiremiyor.
Elazığspor maçının tamamına yakınında ama özellikle ikinci yarıda takım adeta döküldü.
Futbol’un bir takım oyunu olduğunu kesinlikle unutmamak gerek. İşte Kamara arka arkaya o bencil hareketleri yapmasa maç alıp başını gidecek.
Hadi birinci pozisyonda uygun pozisyondaki arkadaşına vermedin topu kaleciye nişanladın. İki dakika sonraki pozisyonda da aklın başına gelmedi mi Kamara.
Rakibi küçümsememek lazım.
Nasıl olsa yenerim dedin mi başına neler geliyor gör bak.
O laubali ve bireysel futboldan sonra arka arkaya yenilen iki gol ile mağlup duruma düştük kendi sahamızda.
Allah’tan son dakikalarda hakemin penaltı kararı geldi de hem mağlubiyetten kurtulduk, hem de bir puanı alabildik.
Defansta güven veren Diego’da da bu hafta bir form düşüklüğü gözüktü. Sahanın en iyilerinden biri yine Tello idi. Erkan Zengin’i de herhalde “Milli Takımlar” düşüncesi biraz etkilemiş.
Alınacak maçı neredeyse veriyorduk.
Evet bu maçın başlıca iki suçlusu var. Kamara ve onu oynatan ya da oyunda tutmakta ısrar eden Ersun Yanal.
Suçlular ayaya kalksın…