Bugün milli ve dini değeri yüksek bir günü yaşıyoruz. Milli bir gün, çünkü 19 Mayıs Ata’mızın Samsun’a çıkıp Kurtuluş Savaşı’na giden bağımsızlık yolunun ilk adımının atıldığı tarihi bir gün. 

Aynı zamanda bayram. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı. Kutlu olsun hepimize.

Dini değeri yüksek bir gün. Gecesi, içinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı olan mübarek Kadir Gecesi…

Artık rahmet ve mağfiret ayı ramazanın son günlerine yaklaşıyoruz. Birkaç gün sonra gönül coğrafyamıza elveda diyecek.

Ancak dönüp geriye baktığımızda yaşadığımız ramazan ayı, bir öncekini aratıyor. Sizce de öğle değil mi?

Nerede o, çocukluğumuzda/gençliğimizdeki ramazanlar diye derin bir Ahh…! Çekiyoruz.

Her şeyden önce geçmiş ramazanlarda oruca hürmet edilir, tutmayanlar dahi başkalarının yanında yememeye dikkat ederdi. Artık sokaklarda o hürmeti göremiyoruz. 


Kısaca bugün özlediğimiz ramazanları yitirdik. 


Tüm güzellikler sanki katledildi. Bir proje olan Ilımlı İslam ile dejenere edildi. Ve bizler bir medeniyetin adeta çöküşünü yaşıyoruz.

Güncel tabirle ramazanımız gönüllerde “enfekte” olmuş vaziyette. 


Başından beri buruk geçen ramazana veda etmenin hüznüyle bin aydan hayırlı Kadir Gecesi’ne kavuşmanın ise sevincini yaşıyoruz.

Tam 83 yıla denk gelen muazzam gece…Bir ömre bedel.

Kadir Gecesi, müminlerin ve tüm insanlığın kadrini yücelten gece.

Bu gece insanlığın hidayet rehberi ve önceki vahiylerin tasdikleyicisi Kuran-ı Kerim’in yer yüzüne indiği gecedir aynı zamanda.

"Ramazan ayı öyle bir aydır ki, onda Kur'ân-ı Kerim nazil oldu" buyuruyor Cenab-ı Hak. (Bakara, 185)!

Kerim kitabımız; hakikati duyurmaya, adaleti yüceltmeye, sevgiyi yaymaya, fazilet ve erdemin hak ve hakikatin yanında yer almayı asırlardır bizlere öğütlemektedir.

Ancak ne zaman insan Kuran’ın bu öğütlerine sırtını dönmüş, kadrini bilemez olmuşsa o vakit insanlığın kadri düşmüştür. Bugün de İslam coğrafyası bir ilim ve medeniyet, bir barış ve esenlik coğrafyası olmaktan gittikçe uzaklaşıyorsa bunda Kur’an’a hak ettiği kıymetin verilmiyor olmasının payı hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

Bakınız iki cihan serveri sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav.), "Faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağını" (Buhârî, İman, 25, 27, 28; Müslim, Müsafirîn, 173-176) müjdelemektedir.

 Hz. Peygamber (sav.) Kadir Gecesi'nde, "Allah'ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle" (Tirmizi, Deavat, 84; İbn Mâce, Dua, 5) diye dua etmemizi tavsiye ederdi.

Bu gece gökyüzü nurlanırken, yeryüzünün özellikle virüs nedeniyle karanlıklara boğulmuş olması bizleri derin bir hüzne sevk etmektedir. 

Dünyanın birçok yerinde böyle bir gece ve böyle bir kitaptan sonra halen Suriyede,Irakta,Filistinde,Keşmirde hülasa islam coğrafyasında halen masum çocukların ölüyor olması, halen annelerin gözyaşı döküyor olması, bu aydınlık rehberinden sonra halen zulmün, zülumatın, haksızlığın, insanların gönüllerini karartıyor olması ve halen kardeşin kardeşi katlediyor olması ne hazin bir durumdur.

O halde Kuran’ın barış ve esenlik mesajlarına can-ı gönülden kulak verilmesi gerekmektedir.

Ayrıca ramazan ayı boyunca bizleri eve hapseden, sosyal mesafeyle birbirimizden uzaklaştıran  “koronavirüs” ibadethanelerimizi yüzümüze kapatarak yüreklerimizi dağladı.

Bu sebeple ramazanımız buruk geçti. 

Bu ruh haliyle Kadir Gecesi’ni idrak ederken, içinde bulunduğumuz maddi/manevi hastalıklardan kurtulmamız için dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

Bu gecenin kadrini ve kıymetini hücrelerimizde hissederek ellerimizi semaya açıp “Ya Rab! Bu gece hürmetine, Başta virüs belası olmak üzere, İslam coğrafyasındaki dağınıklığın, akan kan ve gözyaşlarının durmasını, bütün kardeşlerimizin bayrama huzur ve güven içerisinde ulaşmasını nasip eyle.” demeliyiz.

Özetle bu gece fırsatlar gecesi. Kendimizin, insanlığımızın, ebedi olduğumuzun farkına varmak, gönül penceremizi cilalamak ve Allah'ın güzelliklerine muhatap olmak için Kadir Gecesi bir fırsat olarak görülmeli.

 Bu gece ne mi yapalım? Çok kolay.

Önce tövbe... Gönülden tövbe. Son nefes için. Ardından Peygamberimize salat ü selam. Ardından Kelime-i tevhid. Allah ismini bolca analım. Yetmedi İhlas suresini çok okuyalım.

Kâinatın sahibi yüce Allah'ın af ve merhamet kapısını tıklatalım. Günahlarımızın affı için.

Bu duygularla aynı günde iki bayramı bir arada bizlere yaşatan yüce Mevla’ya nihayetsiz şükrediyor, kadrini/kıymetini bilenlerden olmamız dileklerimle mübarek Kadir Gecenizi tebrik ederim.