Geçen gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İngiltere'nin başkenti Londra'da açık artırma ile satışa çıkarılan, İtalyan ressam Gentile Bellini tarafından çizilen Fatih Sultan Mehmet'in ünlü portresini Belediye adına satın aldı. Bunun ne anlama geldiğini bazı kesimler anlayamadı. Onlara göre II. Mehmet sadece bir Fatih’ti ve Osmanlının kahredici gücünü temsil ediyordu. Kılıç, kalkan, savaş, kahramanlık, ve gaza.. Gerisi onları ilgilendirmiyordu. “Verilen paraya yazık” bile dediler. Oysa Fatih’in onların hiç ilgilenmediği bir başka yönü vardı. Bilim ve Sanat ..
Prof. Dr. Süheyl Ünver Hoca 1940 yılında Topkapı Sarayı’nda kimsenin dikkatini çekmeyen bir defter, buldu.. Bu, Fatih’in çocukluk defteriydi. Defterde, at başları, leylek, baykuş, kartal, Fatih’in hocaları ya da etrafındakilerin karikatürleri vardır. Eski Türkçe alfabe, Yunan alfabesi, çiçek motifleri, Farsça beyitleri yer almaktadır. (Resim )
Fatihin Çocukluk Resimeri
II. Mehmet Kosntatinopolis düştüğünde önce şehirde yağmayı yasaklamıştı. Amacı bu tarihi kenti harap edilmeden teslim almaktı.. Ancak hocası, lalası Akşemsettin
-İstanbul’un Fethi’ne, 3.000 derviş manevi destek amacıyla katıldı. Sen bunların Allah rızası için mi savaştığını sanıyorsun, ganimet için savaşıyorlar..
diyerek uyarması üzerine binalara hiçbir zarar verilmemesi kaydıyla şehrin üç gün süreyle yağmalanmasına izin verdi. Ancak durum düşündüğü gibi olmadı.. Üç gün sonra şehre girdiğinde Kritovulos’un anlatımıyla gözleri yaşararak şöyle demişti ;
-Nasıl bir şehri yağmaya, yıkıma terk etmişiz..
Fatih Sultan Mehmetin yırtık kaftanı
Fatih tem bir Rönesans adamıydı. Sadece harp teknolojileri değil, her şeye meraklıdır. Fatih muhteşem bir savaşçı olduğu gibi entellektüel birisidir. Arapça, Farsça, Yunanca, Latince’yi konuşuyor. Rumca biliyor, Sırpçayı da bildiği düşünülüyor. Coğrafya ve tarihe meraklıdır. Avni mahlasını (takma ad) kullanarak divan yazmıştır. Bilim adamı Ali Kuşçu’yu Tebriz’den bir kafileyle İstanbul’a getirtip Saray’da baş astronom yapar. Ali Kuşçu, Risalet-ül-Muhammediye başlıklı kitabını, yolculuk sırasında hazırladığı matematik kitabını Fatih’e sunar. (Resim )
Ali Kuşcunun Fatihe Matematik Kitabı sunuşu
Fatih saray’da büyük kozmopolit bir kütüphane kurdu. Kütüphanede Aristotales, St Thomas, Aquinas’ın kitapları vardı. Çağdaş Vaka-i Name’nin, yani tarih yazıcılığının doğuşu Fatih döneminde oldu. Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ele geçirdikten sonra, imparatorluğun felsefecisi Amiroutzes ile sarayda felsefe konuşurdu.
Son Bizans Kralı Konstantin’in çocuğu yoktu. Abisi Teodor’un üç oğlu vardı. Fatih bu çocukları Saray’a aldı. Çocuklardan birisi Sadrazam Has Murad Paşa, diğeri yine Sadrazam Mesih Paşa, üçüncüsü ise Paliologos adında varlıklı, Müslüman olmamış ama Osmanlı’ya hizmet eden biridir. Şehir düşmemiş olsa bu çocuklardan biri İmparator olacaktı.
1479 yazında Fatih Sultan Mehmed, Venedikliler’den iyi bir ressam göndermelerini istedi. 1479 sonbaharında Gentile Bellini İstanbul’a geldi. Yaklaşık 16 ay kaldı. Şu an Londra National Portrait Gallery’deki bildiğimiz o Fatih tablosunu yaptı.(Resim ) Başkaca eserler de yaptığı tahmin ediliyor.
Londra National Portarit Galerisinde Bellini Portresi Mehmet
Bunlardan biri de 1950’lerde İsviçre’de özel bir koleksiyonda bulundu. Tabloda Fatih Sultan Mehmed, sakalsız genç bir adama bakıyor. O genç adamın, o sırada 20 yaşında olan Cem Sultan olduğu tahmin ediliyor. Çünkü diğer oğlu II. Bayezid o sıralarda 32 yaşındadır.
Fatih Sultan Mehmet ve Cem Sultan
Fatih’in en sevdiği oğluysa Şehzade Mustafa idi. Şaibeli ölümü onu kahretti. Angiolello, Şehzade Mustafa’nın hizmetindeydi. Matemi şöyle anlatır:
“Yere serili halıları kaldırdı, ve kir üzerinde durup oğluna ağıt yaktı. Yerden tozları alıp başına döküyordu. Yüzünü, dizini dövüyordu, inliyordu. üç gün üç gece böyle kaldı.”
Fatih İtalya’yı, İtalyan kültürünü çok iyi biliyordu. Son seferi İtalya üzerineydi, zaten Gedik Ahmet Paşa Puglia eyaletini üs tutmuştu. Çok hasta olmasına rağmen sefere çıktı, gut hastasıydı. Sefer hazırlığı yaparken Gebze’de 3 Mayıs 1481’de öldü. Zehirlenerek öldürüldüğü de söylenir.
Topkapı sarayında ölümü sırasında giydiği kaftan sergilenir, yakası yırtıktır. Doktorlar nefes alsın diye yapmıştır. (Resim )
(Kaynak ; Büyük Türk – John Freely, Prof. Dr. Heath W. Lowry )
Atatürk’ün hayranlık duyduğu iki tarihi şahsiyetten biri Fatih Sultan Mehmet, diğeri Napolyon Bonapart’dır..Fatih bir mareşal, bir devlet adamı, bir düşünürdü. Fatih Sultan Mehmet’i iki satır mehter marşının içine sığdırmak cehalettir.