"Bu toprakların ortaya çıkarttığı ilerici ve devrimci birikimi sahiplendiklerini özgür bir geleceği bu birikimle Gezi-Haziran direnişini buluşturarak kurabileceklerine,.." inanarak yola çıkan Birleşik Haziran Hareketi Eskişehir'de Pazar günü buluşuyor.

Sanki Haziran'ın resmini yapmak gibi...

Haziran'ın resmini yapmak Nazım Hikmet'in Abidin Dino'ya 'Mutluluğun resmini yapar mısın' sorusu aklıma getirdi.

Ne demişti usta Nazım; 

"sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

işin kolayına kaçmadan ama

gül yanaklı bebesini emziren

melek yüzlü anneciğin resmini değil

ne

mavi yosunlu akvaryumda yüzen kırmızı balığın

ne de

al çeperli elmanın

 

1961 yaz ortasındaki Küba'nın resmini yapabilir misin?

 

çok şükür, çok şükür

bugünleri de gördüm

ölsem gam yemem gayrinin

resmini yapabilir misin üstad?"

 

 

Kolay değildir, direnişin, kavganın, zaferin, mutluluğun resmini yapmak.

Birleşik Haziran Hareketi'de bu yolun 'zor' olduğunu bilir.

Bu yüzden; "anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericiliğe karşı aşağıdaki ilke ve amaçlar doğrultusunda harekete geçecek bir halk örgütlenmesinin çağrıcısı" oldular.

 

“Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, kamucu, dayanışmacı, laik, bağımsız, toplumcu bir cumhuriyet ve ülke için; gericiliğe, faşizme, emperyalizme, piyasacı yağma düzenine,.." karşı yola çıktılar.

Bu ilkeler doğrultusunda mücadele etmek isteyenlere 'yoldaş' olun diyorlar.

Haziran'ın resmini yapmak ne kadar zor olduğu bilincinde.

Abidin Dino, nasıl Nazım Hikmet'in 'Mutluluğun resmini yapar mısın" dediğinde ve bunu tabloya aktaramasına rağmen mutluluğun resminin yapılabileceği sözcüklerle buldu: 

"Mutluluğun Resmi

 

kokusu buram buram tüten

limanda simit satan çocuklar

martıların telaşı bambaşka

işçiler gözler yolunu.

inebilseydin o vapurdan

ayağında Varna’nın tozu

yüreğinde ince bir sızı.

mavi gözlerinde yanıp tutuşan

hasretle kucaklayabilseydim

seninle, bir daha.

davullar çalsa, zurnalar söyleseydi

bağrımıza bassaydık seni nazım,

yapardım mutluluğun resmini

başında delikanlı şapkan,

kolların sıvalı, kavgaya hazır

bahriyeli adımlarla düşüp yola

gidebilseydik meserret kahvesine,

ilk karşılaştığımız yere

ve bir acı kahvemi içseydin.

anlatsaydık

o günlerden, geçmişten, gelecekten,

ne günler biterdi,

ne geceler...

dinerdi tüm acılar seninle

bir düş olurdu ayrılığımız,

anılarda kalan.

ve dolaşsaydık Türkiye’yi

bir baştan bir başa.

yattığımız yerler müze olmuş,

sürgün şehirler cennet.

 

işte o zaman nazım,

yapardım mutluluğun resmini

buna da ne tual yeterdi;

ne boya..."

Yani; birlikte, elele, mücadele ederek 'sürgün şehirler'in cennete çevrilebileceği gibi...

Birleşik Haziran Hareketi Eskişehir Forumu Pazar Günü Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde buluşacaklar.

Haziran'ın resmini yapmanın ilk çizgisini atacaklar.

ŞABAN BAĞCI