Salgın hastalık hukuki pek çok problemi de beraberinde getirdi. Salgın hastalık döneminde alınamayan hizmetler, kira ilişkileri, iş-işçi işveren ilişkileri salgın hastalığın oluşturduğu şartlar içerisinde tekrar irdelendi.

Salgın hastalık döneminde incelenmesi gereken bir sorun da özel okul ücret ödemeleridir.

Coronavirüs sebebi ile ülkemizde 16 Mart 2020 tarihinde ara verilen eğitim öğretime, bu dönem devam edilmeyeceği kısa süre önce açıklandı.

2020 bahar döneminin özel okul/yemek/servis ücretlerinin veliler tarafından ödenmesi, ödeme yapılmışsa iade edilip edilmeyeceği sorusu eğitim döneminin bittiği açıklaması ile tekrar gündeme geldi.

Özel okullardan hizmet alan öğrenci velileri özel okullar karşısında tüketici konumundadır.

Hakkaniyet yönünden baktığımız da ise tacir konumunda olan özel okullar faizsiz kredi, kısa çalışma ödeneği, stopaj ve vergi indirimi, çalışanı ücretsiz izne çıkarma gibi imkânlar tanınırken; tüketici için bu imkânlar söz konusu değildir.

Henüz ödeme yapmayan veliler hizmetin verilmemesini gerekçe göstererek ödemeden kaçınabilirler. Burada uzaktan eğitim verilmesi ifa sayılamaz. Uzaktan eğitim, MEB tarafından geliştirilen EBA sistemi üzerinden yapılmaktadır. Özel okulların uzaktan eğitim vermelerinin MEB mevzuatında yeri yoktur. Bu nedenle uzaktan eğitim hizmetin ifası olarak gösterilemez.

Henüz özel okul ücretini ödememiş veliler, özel okulların talebine karşılık ödemezlik defi ileri sürebilirler.

Özel okul ücretini ödemiş veliler ise ödemelerinin iadesini talep etmeleri yerinde olacaktır. Servis yemek ücretleri de buna dâhildir.

Hukuken öncesinde birebir bir durum yaşanmadığından hukukçular arasında yerine getirilemeyen hizmet için farklı tanım ve görüşler öne sürülmektedir.

Bunlardan ilki ortaya çıkanın ifa imkânsızlığı olduğu görüşüdür ki bu durumda özel okulun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldığı tüm ödemeyi iade etmesi gerekir. 

Bir diğer hukuki değerlendirme burada aşırı ifa güçlüğünün ortaya çıkmasıdır ki burada velinin sözleşmenin uyarlanmasını talep etme hakkı doğacaktır.

Uyarlama davalarında hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak; borçlunun ediminin artırılmasına, edim yükümlülüğünün tamamen veya kısmen kaldırılmasına ya da ifa tarzının değiştirilmesine karar vererek sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını sağlamaktadır.

Bu görüşe göre tüketici olan veli açtığı davada ücretin tamamen iadesini talep edecek, hâkim ise ücretin tamamen iadesi yerine sözleşmenin uyarlanmasına yani ücret indirimi ya da ileri yılların ücretinden düşülmesi gibi çeşitli uyarlama seçeneklerine karar verebilecektir.

Meydana gelen durumun hukuki nitelemesi üzerine velilerin düşünmesine elbette ki gerek yoktur. Burada tüketici sıfatı taşıyan velilerin ücret iadesini talep etmesi ve talep gereği yerine getirilmezse dava açması yerinde olacaktır.

Ücretin ileriki yıllara mahsup edilmesini kabul edip etmemek de velinin takdirindedir. Burada uzaktan ders, mesaj ve benzeri yöntemlerin örgün öğretimin yerini tutarak özel okulun hizmet gereğini yerine getirmiş sayılamayacağı unutulmamalıdır.