7.Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu sürüyor.
Ahmet Ataç'ın belediye başkanlığa seçilmesi ile başlayan bu sempozyum AKP'li belediye başkanı seçilmesiyle 5 yıl ara verildi.
Topraktan geldiğimizi söyleyenler nedense Pişmiş Toprak sempozyumu devam ettirmediler.
Topraktan gelen güzelliği sevmiyorlar demek ki.
Neyse Ataç'ın ikinci kez belediye başkanlığına seçilmesiyle birlikte sempozyum kaldığı yerden devam ediyor.
Bu yıl 7.si yapılıyor.
6 yıldar yapılan sempozyumda sanatçıların pişmiş toprakla yaptıkları eserler şehiri süslüyor. Tepebaşı Bölgesinde bu eserleri her zaman görürsünüz. Bu yılda yapılacak eserler yine şehirin belirli yerlerine konulacak.
Bu sempozyum belediye başkanı Ataç'ın dediği gibi bir çok yerde yapılan 'Karpuz Festivalleri'ne benzemiyor.
Bilimin, sanatın içiçe olduğu ve pişmiş toprakla ile ilgili bilim insanlarının bildirilerini yayınladığı bir sempozyum.
Eskişehirli toprağa, kile, kiremite, tuğlaya yabancı değil...
Eskişehir'de yıllar önce onlarca tuğla ocakları vardı. Kiremit fabrikaları.
Şimdi fabrikaların sadece bacaları kaldı. Birkaç fabrika ise fırınları ile adeta o yılları bir kez daha yaşatıyor.
Biz çamurla oynamayı da severiz.
Çoçukluğumuzda üzerimizi çamurla kirlettiğimiz zaman anne ve babalarımız kızardı.
Belki o yüzden hep çamuru yoğurup birşeyler yapmak isterdim.
Hala öyle isteğim var.
Sevda yazılarımı çamurla yoğurup can vermek istiyorum.
Ya da Eskişehir'in simgesi olan 'Devrim Arabası'nı işçilerle çamurla şekillendirmek...
Hani diyorum, demokrasi, özgürlük, insan hakları için mücadele eden öldürülen gençlerimizin anısına çamuru yoğurmak istiyorum...
Demek ki, çamur yaşamdan ayrı değil, pişmiş toprak ta...
Zaten pişmiş toprak Eskişehir'den, Eskişehirlilerden uzak değil...