Gerçek bir Eskişehirlinin aklına Eskişehir deyince önce Eskişehirspor gelir. İyi bir Eskişehirli amatör kümede de olsa Eskişehirsporludur ve Eskişehirsporlu olmaktan gurur duyar. Hamamı sever, soğuk havaya alışkındır tabiki de kalabak suyu içer. Bu şehrin velisi de deliside makbuldür. Deli İbrahim'i herkes tanır bilir, "Seviyorum ulan" diye bağıran Aşık Murat’ı herkes tanır kimse kızmaz onlara. Eskişehir'de çocuklarımıza kültür olarak bırakacağımız bazı güzel alışkanlıklarımız vardır. Eskişehir'de sabahları erkenden hamama gidilir mutlaka sifon limonata içilir, Abdüsselam'da köfte yenir, eskiler bilir Bademlikte havuza girmeyen yoktur, veya haftasonları İnönü'ye havuza gidilir cümbür cemaat. Kılıçoğlu sinemasının önü buluşma yeriydi cep telefonları yok ozaman Cuma günüden randevu verilmişse Pazar günü şu saate Kılıçoğlu veya Arı sinemasının önünde o saatte buluşulurdu. Karakedide boza içilirdi mesela, şuan kaç yaşımızda olursak olalım en güzel hamburgeri mutlaka Pino'da yemişizdir veya pastayı Venedik'te yemişizdir veya sabahın erken saatinde Ömür'de işkembe çorbası içmiştir. Eskişehirli ilk defa yürüyen merdivene Esnaf sarayında binmiştir ve belkide ilk kız arkadaşını Esnaf sarayının önünde beklemiştir. Kırmızı 32 numaralı Belediye otobüsü gelir. Üniversitenin önünden kalkıp. Eskişehirli uçak sesine alışkın olur giderse Eskişehir'den mutlaka özler o sesi. Trene binmediyse bile mutlaka birisini uğurlamıştır veya karşılamıştır.
İstasyona gidinlince Köfteci Alide köfte yenirdi, şimdilerde Kocausta'da mutlaka köfte yenir. Arife günlerinde şanslıysak eğer tanınmış helvacıdan bitmeden bayramlık helvalarımızı da almışızdır. Kanlıkavak, Nuribey, Regülatör veya Musaözünü görmeyen Eskişehirli yoktur elbette. Simit denilince Mutlaka Odunpazarı'nda odun fırınında pişmiş simitle kahvaltı yapılır ve Haşhaşlı da mutlaka olurdu yanında. Çibörekte yemeden Eskişehirli olunmazki. Eskişehirli sanatçılarımız Ali Rıza Saltık, Saim Günal ve Mithat Körleri mutlaka dinlemiştir. Eskişehirli Sakarya Gazetesi'nin Mini Kral ve Kraliçe yarışmasında ya oy kullanmıştır veya bir yakını mutlaka yarışmaya katılmıştır. Eskişehir amatör takımda futbol oynayan sporcular maç sonunda oynadığı oyuna göre Yılmaz Unay dan ve Ali İhsan Sarıçoban'dan yıldız alırdı.
Birde Eskişehirli olmayıpta gerçek Eskişehirli gibi olanlar vardır bu şehre damga vuran Rahmetli Gaffar Okkan, Ruhan Şaşmaz Ve Ayhan Eskicioğlu Eskişehir amatör futboluna ve Hentboluna hizmet vermiş şahsende tanıdığım kişilerdi.
Evet mevzu Eskişehirspor olunca ve Eskişehir deyince akla ilk gelenin Eskişehirspor olduğunu söylemiştik, o yüzdende sayfalarca yazsak bitiremeyiz örnekleri, çünkü mevzu Eskişehirspor ise gerisi teferruattır. Şöyleki
Dünyada ilk defa başka takımdan transfer teklifi alan Amigo Orhan’ın memleketidir Eskişehir.
Birileri Avrupa Fatihi olmadan Avrupa'da kimse Fatihliğe soyunmadan önce Eskişehirspor öyle bir zafer kazanmışki dillere destan işte zaferlerin konuşulduğu destanlaştığı zaman öyle iki maç oynanmış ki hala anlatılır. Fethi, Nihat Ender filelere gönder sloganı boşuna değil dostlar. Yıl 1970 Eskişehirspor Sevilla ile oynuyor ilk maç İspanya'da 2-0 mağlup olmuşuz. Faik’in sol ayak parmağı kırılmış kırık parmakla kaç orta yaptıysa ve kaç topa vurduysa artık. Şimdilerde ayakkabısının üzerine kuş tüyü düşse haftalarca sahalardan uzak kalıyo sporcular ve hemen Mr çekiliyor. Atatürk stadyumunda o maçın rövanşı oynanıyor. Dakika 78-82-89 Fethi Heper golleri atıyor. İlk Golde Atatürk Stadyumu ikinci Golde Eskişehir Üçüncü golde tüm Türkiye ayağa kalkıyor ve turu geçiyor. Şöyle bir rivayet var. Maçı yöneten Alman hakem bir ara muhteşem orkestra şefini yani Amigo Orhanı ve seyirciyi izlemekten kendini alamamış.
Bu şehir kaç kez düşmüş kaç kez ayağa kalkmıştır. Yine düşer yine kalkar küllerinden doğar bu Müthiş taraftarı ile taraftar deyince
Eskişehirspor taraftarı her zaman fark yaratmıştır, bu fark nereden nasıl gelmiştir bunun altyapısında mutlaka bir nedenler vardır.
Evet çocuklarımızı Eskişehirsporlu yapmak için birşeyler gerekiyor küçük yaşlarda aşılanması gerek Kırmızı Siyah sevdanın o yüzdendir ki sadece altyapıdaki çocuklarımızı maçlara götürmek yeterli olmaz ekstra birşeyler gerek bunun en iyi örneğini bizzat gördüğüm Eskişehir Fatih Anadolu Lisesi Müdür Halil Turhan taktire şayan bir uygulama ile devam ettirmekte nelermi yapmışlar işte bazı örnekler Eskişehirsporumuzu öğrencilerimizin sevmesi desteklemesi de öncelikli hedef olarak koymuşlar Okulun web sitesinde Eskişehirsporumuzun tarihi ve başarılarını anlatan bir sayfası bulunmakta. Sosyal medya hesaplarında maç günü kapak resimlerini ES ES olarak yapıyorlar. Okulun tanefüs ara zilleri ES ES marşı çalmakta ve en son eve giderken öğrenciler ESES marşının tamamı eşliğinde çıkarlar okuldan. Beden eğitimi derslerinde Eskişehirsporun tarihi başarıları ve fairplay ruhuna uygun nasıl taraftar olunur ders olarak gösterilmekte ve kendilerinden bu konular hakkında iki sayfalık el yazısı ödev istenmektedir. Beden eğitimi dersinden yüksek not almanın ilk şartı bu ödevi yerine getirmektir. Okulun çeşitli yerlerinde es es logolu şehrinin takımını destekle şeklinde görseller bulunmaktadır. Eskişehirimizde taraftar her zaman herşeyiyle tüm Türkiyeye örnek olmuştur. EFAL( Eskişehir Fatih Anadolu Lisesi) bu konuda örnek taraftar yetiştirmesi konusunda umarız başka okullarada örnek olur ve Umarız Halil hocam gibi örnek kişilerin ve örnek Okulların sayısı artar.