Bir yaz arasından sonra bu yazı ile arayı sonlandırıp yeniden başlıyoruz.
Gündemden kopmadan, takip ederek, inceleyerek, hafızayı da tazeleyerek şehirdeydik bir anlamda.
Son haftamızdan başlayacak olursak; hepinizin malumu Odunpazarı’mızın(tarihi bölgenin) araç trafiğine kapatılması konusu hala konuşulmakta, tartışılmakta.
Öncelikle şu durumun altını kalın çizgiyle belirteyim.
Günün her saatini bildiğim, Esnafının her birini birebir tanıdığım, bölgedeki kardeşlerimizin işleri güçleri rast gelsin, yaşadıkları mağduriyet giderilerek çözüm odaklı çarelerinin uygulamaya konulması çok samimi temennimdir.
Biliyorum kiraları çok yüksek,
Biliyorum elektrik, doğalgaz, su, vergi, personel giderleri durmuyor ve artarak katlanıyor.
Bölgenin kalite olarak değerlenmesi ve cazibesinin yükselmesi daima savunduğum bir tezdir.
Kapanma sürecinin hemen sonrasında özellikle şahit olduğum bir olay sonucunda yazdığım yazıda bundan bahsetmiştim.
Odunpazarı’nın değer kaybetmeye başladığını ve ayağımıza sıktığımızı yazmıştım.
Çok çabuk toparlanıp yeni argümanlar ile bölgenin iniş eğrisinde olan cazibesinin tekrar artış yönünde hareketlendirilmesi gerektiğini özellikle belirtmiştim.
(Bir taksici hemşerimizin meydanın tam ortasında sıkışık trafikte el frenin çekip arkasından gelen içi turist dolu tur otobüsüne yaptığı hareketler ve kullandığı sözler yazıma sebep olmuştu.)
Geçen sürede hiçbir şey değişmedi ve keşmekeş katlanarak devam etti.
Hatta bir ara bölgeye gezmeye özel araçlarıyla gelen ve yol üzerine araçlarını park eden araçların hızlı bir şekilde çekicilere yüklenip götürülmesiyle pek çok şehir dışından gelen misafirimizin çaresizlik içinde kaldığına da şahit olduk.
Misafirler Gündoğdu’nun en sonunda bulunan yolu izi olmayan park yerini bulup araçlarını (bir depo yakıt parasına bedel) bir ücretle kurtarmaya mecbur kalmışlardı.
Şimdi kendinizi o insanların yerine koyun böyle bir durumda bir daha Eskişehir’e gelmek bir yana dursun yakın çevresinden bile geçer miydiniz?
Tabi yaşanan tüm bu sıkıntıların tümü bazılarını gerçekten çok sevindiriyor.
Konu anında farklı malzeme oluveriyor.
Bu her durumda böyle…
Daha önce kar yağdı, yağmur yağdı, trafik kilitlendiciler, bu durumda da birden Odunpazarı uzmanı oldular.
Ben bu noktada bir samimiyet testi yapmak istiyorum.
Aklım, mantığım, bilincim ve hafızam yerinde.
Günceli takip ederken okuduğum, izlediğim ve yorumladığım konuların benzerinin bizim şehrimizde yaşananı hakkında bir tezat büyük ölçülü olarak ortaya çıkıveriyor.
Önce hatırlayın İstanbul’un kronik bir Taksi plaka sorunu var.
(Plaka artırımına karar veren Ukome Ulaşım Koordinasyon Merkezidir.)
Bu Ukome yapısı 2019 mahalli idareler seçimleri sonu yapılan yönetmelik düzenlemesiyle oy çoğunluğu merkezi idareye bağlı kurumların bürokrat ya da temsilcilerinden oluşturulmuştur ve her büyükşehirde de böyle işler.
Böyle olunca da gündeme defalarca gelen İstanbul ticari plaka artış talebi esnaf odası ve merkezi yönetim bürokratlarının oylarıyla 14-11 oy çokluğuyla reddedilmektedir.
Bizim Odunpazarı tarihi bölgenin araç trafiğine kapatılması konusu da tam da bu Eskişehir Ukomesinin oybirliğiyle aldığı bir karardır.
Tekrar ediyorum yanlış anlama olmasın oybirliği…
Ne bir esnaf temsilcisi ne bir temsil eden kamu kurum temsilcileri bu karara itiraz etmiş ne bir şerh koymuş ne de bir açıklama yapmıştır.
Bu kurulda Eskişehir’in ilgili tüm kurumları hatta Ankara’dan katılan Ulaştırma bakanlığı temsilcisi bile var.
Böyle olunca ben buradan sormak istiyorum ve mümkünse dürüstçe samimi cevap verilsin istiyorum bir vatandaş olarak…
Odunpazarı’yla ilgili esnaf arkadaşları yanlış bilgilendiren ve yönlendiren sayın Hemşerilerimiz…
Bu konuyu kasten mi alevlendiriyorsunuz?
Yoksa bu durumu siyasete alet mi ediyorsunuz?
Ya da merkezi yönetim bürokratları iradeye rağmen mi bu karara imza attılar?
Ya da bilginiz vardı da bu karar çıksın malzeme olsun mu dediniz?
Gerçekten hayret ve şaşkınlıkla izliyorum ortada gerçekler günışığı gibi parıldarken, tüm kamuoyuna çıkıp gerçeği görmeden, gerçeği göz ardı ederek farklı şeyler söylenmesi…
Anlamlandıramıyorum vesselam…
Hafta sonu konuya irtibatla özellikle Odunpazarı Meydana gittim.
Gayet hareketli ve havaya rağmen doluluk oranı yüksek seviyedeydi.
Turlar yine vardı, şehir insanları en azından uhrevi havayı almak bir çay, simit, helva yapmak için bölgedeydiler.
Tek fark araç yoğunluğu, korna sesleri yoktu ve yeni farklı bir hava oluşmuştu.
Ben bu durumların bir şansın doğuşuna sebep olacağı ve bölgenin kalitesinin daha da artacağı ve cazibenin prim yapacağını düşünüyorum.
Bölgeye bir sinema ve konser salonun geleceği konuşuluyor.
Tekrar sokak bazında bir revize ve ihtiyaç incelemesinin yapılacağı söyleniyor.
Temennim; bu kaos ve yapay olumsuz gündemin kısa zamanda sonlandırılıp öncelikle esnaf kardeşlerimizin talepleri dikkate alınıp bölgenin yeni hüviyetine kavuşması...
Bir detayı da Odunpazarı Belediyesine ileteyim.
Her ne hikmetse meydanın sembolü olan ve gelen misafirlerimizin fotoğraf çekinmeden geçmedikleri meşhur madenci heykelimiz.
Nasıl olduysa trafiğe kapalı bir zamanda bir araç çarpmasıyla kırılmıştı.
Yerine baktım bomboş.
Bir an evvel Odunpazarılı madenci yerine gelsin diliyorum.
Ezcümle…
Sorunların ortak akılla çözüldüğü ve bölgede yaşayanların, işyeri olanların yüzünün güldüğü bir ortamda bizim içinde tarihi semtimizin keyifle o mis gibi havasında dostlar ile helva, simit, çay dörtlemesinin keyfini yaşamak kalır.
Saygı, sevgi ve muhabbetle..
Eskişehir’i sevin, Eskişehir’i sayın, Eskişehir’den sorumlu olun ve Eskişehir’de kalın…