Bugün martın 19 u. Hayatımdaki görüp, görebileceğim belki de en önemli aylar olacak. İlk günler daha rahat olmama rağmen gün geçtikçe geriliyoruz. Eve gider iken aklımda kötü kötü düşünceler, çocuklar aklıma geliyor , Hastaneye gelir iken hem umut, hem kaygı. Dokunduğum yerler, hastalar, cihazlar, biraz başım ağrıdığında, öksürdüğümde içimdeki korku. Ne yapacağımı, çalışmam gerektiğini, yardım etmem gerektiğini biliyorum. Hastanede değişti, koridorlar, servisler, poliklinikler boş sayılır. Fakat kulağımız hep delik, konu açıldığında hemen irkiliyoruz. Tabi ki insanın düşünmeye de vakti oluyor. Toplumun sağlık çalışanlarına güveni ve saygısı hoşumuza da gidiyor. Yarın unutulmasın istiyorsun. Sistemin dağıtmasına rağmen Yeniden ekip olduk.
Hayat bir çok şeyi değerlendirmemizi de sağlıyor.
-Yıllardır sendikamda kamu sağlık hizmetini, koruyucu sağlık sistemini savundum. Ne kadar doğru yapmışım. İngiltere v.b ülkelerde sistem özel olunca nerede ise pes edip ölümü bekleyeceklerdi. Bir birine maximum karla malzeme satmaya çalışanları gördük, Fakat dünyaya doktor ve ilaç gönderen Küba yı da. İnsanlık can derdinde iken Ruslarla, Arabistan arasında petrol savaşına tanık olduk. Ne yapacağını bilemeyen Atanmış, siyasetçi, idarecilerle karşılaştık. Çünkü onlar halktan uzaktı.
-Son yıllarda basında , sosyal medyada demeç veren, saçmalayan, insanları dinden soğutan, sahte din adamlarının kaybolduğunu gördük. Namazlar, Cumalar ertelendi, evde ibadete dönüldü, Fakat din bitmedi. Belki de İnsanların Allah ile bağları daha da güçlendi. Ama bir haftada İlaç fabrikası, laboratuvar , Hastane kuaramadık, bilim adamı yetiştiremedik. Yol ,Köprüde lazım ama, ilk önce insana yatırım yapmayı atladık.
-Bilimsel , laik eğitimin önemini anladık. Gece ikide kız çocukları sokağa salındı, Yurtlarda isyan çıkaran kaçmaya çalışanları, Sana da bulaşsın diyenlerin Polise tükürdüğünü gördük. Ümre ziyaretinden gelip, evden çıkmayıp, mevlüt okutanları duyduk. Yurt dışına beyin göçü yapan Türk bilim adamlarımızı sosyal medyadan dinler iken umutlandık, gurur duyduk, ama içimiz buruktu ,çünkü onlar yurt dışında idi. 3,5 Anadolu lisesi açıp, diğerlerini imam hatip yaptığımızın sonucunu daha ileride göreceğiz.
-Abartmadan bende yaptım. Birkaç kilo pirinç, bulgur ,dezenfektan, temizlik malzemesi aldım. Çünkü sınır kapıları kapandı. Herkes ülkesinde ne varsa onunla yetinecek. Yurt dışından pirinç, fasulye, et alma şansımız yok. İyi ki şeker fabrikaları daha kapanmadı. Pancarın sadece şeker üretimine yaramadığını öğrendik. Bu karantina uzun sürerse göreceğiz, tarımı, ormanları, sularımızı niçin bitirdiğimizi veya yok ettiğimizi. Para önemli, AVM leri kapatmayı, Futbol maçlarını ertelemeyi beceremedik. Aman siz zarar etmeyin.
-Her devletin desteği var. Üreten , çalışan, ihracat yapan zengin. Har vurup , harman savuranın durumu iyi. Yiyip , içip gezenin durumu kötü. Patronlara destek, 65 yaş üstüne kolonya, maske, küçük esnaf eve, sağlık çalışanlarına dua , el yıkama ,hijyen şimdilik Onlara yeter. Otellere gidenin olmadığı, uçuşların iptal edildiği zamanda vergilerin kalkması çok ilginçti. Ev alımlarında krediyi yükselten, peşinatı düşüren müteahhiti de tebrik etmek lazım. Mücadele ettik , verilmeyen izinleri aldık diye peş peşe açıklama yapan sendikaları da tebrik etmek lazım.
- Coronanın adaletinden de bahsedenler vardı. İlk defa zengin , fakir ayırt etmiyor. Dolar, Euro, altının faydası yok. Herkesin ensesinde. Hatta yut dışına, tatile gideni daha çok seviyor. Devlet başkanları hastanede, evden çıkamıyor. Çok Merhametli, o yurtlarda acı çeken, sokakta aç gezen, tecavüze uğrayan çocuklara dokunmuyor.
-Tabi ki duyarlı, anlayışlı, uyarıları dikkate alan halkımıza teşekkür. AMA EN BÜYÜK ALKIŞ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA. BU DÖNEMDE BİRİLERİ ÇIKIP DİLLENDİRSE;
-Sağlıkçıların eğitimi önemli. Tıp fakültelerinde eğitim kalitesi arttırılmalı. Lise mezunu sağlıkçı olmaz.
-Bak sağlıkçılar 24 saat görevde , çoğu gurbetçi, karantinada çalışanlar evine gidemiyor. çocuğunu bırakacak KREŞ i yok.
-Standartlara göre çalışan eksik. Kişi başı doktor, hemşire, sağlık teknisyeni , eczacı, niçin atanmaz. Benim kurumumda 250 hemşire, 150 temizlik personeli.
-Dünyada aldıkları ücretlerle dipte. 2500 tl bordrolu maaş, 1500 tl kayıt dışı ek ödeme. Asgari ücretli işçi.
-Yasamı , sadece doktor, hemşire, sağlık teknisyeni. Sekreter, teknisyen, memur, hasta bakıcı, daha niceleri, onlar idari personel. Hani ekipti. Hastanede çalışan herkes hasta ile birlikte değil mi. Senin temizliğini yapan, cihazını tamir eden, sıkıştığında evrakını götürdüğün, hastalıklı kıyafetlerini yıkayan, depoda tıbbi malzemelerini ayıran, kontrol eden. Dimi. ?
-Yasada kura ile atanan, en icra köşelere gidip, geri dönemeyen ,onlar değil mi.
- Yasaları yetersiz çıkan, dayak yedikçe veya arkadaşı öldükçe daha çok çalışan, vazgeçmeyen, yaralı halde hastasına bakmaya çalışan değil mi.
Nankörleri, hainleri, soyguncuları çıkmadı mı. Çıktı. Her yerde çıkar.
FAKAT HAKKINIZ ÖDENMEZ.!
Bu günler geçtiğinde Unutmayın. Sağlıkçılara şiddet uygulayanı köprübaşına bağlayın, gelip, geçen yüzüne tükürsün. !
CORONA;
Sevim Şahin
Yorumlar