Beyaz yakalı diye adlandırılan ve çoğunlukla iyi eğitimli, genç ve yetenekli mühendisler çalışacakları şehirdeki sosyal hayata büyük önem veriyor. Anadolu bir çok kent, yüksek ücret vermesine rağmen nitelikli iş gücünü çekememekten şikâyetçi. Beşeri sermayeyi şehirde tutmak için şehrin sosyal hayatı son derece önemlidir. Beyaz yakalılar için şehrin sosyal hayatının hareketli olması çalışma ve o şehirde yaşama konusunda önemli bir kriter.
Eskişehir sosyal hayatının ne kadar güçlü olduğunu uzun uzadıya tekrar yazmanın gereği yok. Son yıllarda Eskişehir’in sosyal hayatına renk katan festivallerimiz var. Festivaller bir şehrin kültürel dokusunun can suyudur. Yıllar boyu pek çok etkinlik ile sosyal hayatına dinamizm katan Eskişehir, şimdi bir yeni bir festival düzenleyecek. Şehrin lezzetlerini ve potansiyelini bir araya getirecek olan Eskişehir Gastronomi Festivali ilk defa yapılarak 4-5-6 Ekim tarihlerinde üç gün sürecek festivalde konserler, etkinlikler ve elbette eşsiz lezzetler olacak.
Festival üç gün sürse de hazırlığı aylarca zaman alıyor. Maalesef ilk defa düzenlenecek bu festival için bazı zorluklar çıkarıldığını duydum. Bu zorlukların başında festivalin yer temini olmuş, festival bu yüzden daha önce yapılan alandan başka bir yere alınmış. Festivaller için çıkarılan zorluklar ve engellemeler sadece bir etkinliğin değil, şehrin geleceğinin önüne çekilen bir settir. Bu tür büyük organizasyonlar, şehre ekonomik canlılık getirir, marka değerini yükseltir ve beşeri sermayemize önemli katkıları olur.
Yazının başında belirtiğim sosyal hayat ve beşeri sermaye ilişkisine örnek vermek istiyorum. Geçenlerde okuduğum bir köşe yazısında Gaziantepli bir iş adamı Gaziantep’te düzenlenen Kültür Festivali için şöyle diyor: ““Genç mühendisleri Gaziantep’e getirmek için savaş veriyoruz…Şehrin sosyal hayatında ciddi sıkıntılar var…İkna edebildiğimiz çocuklar da sabah OSB’de, akşam/haftasonu zorlanıyorlar…Şimdi Kültür Yolu Festivali başlıyormuş; çok iyi oldu…Bazı konserler için tüm personele bilet aldık, sevindiler..1 hafta sürecekmiş; 7-8 ay devam etmeli!”
Şehrimizin sosyal hayatını ne kadar yükseltirsek “beşeri sermayemiz” de o kadar yüksek olacak. Festivallerde bu sermayenin önemli bir kısmını oluşturuyor. Daha önce de birkaç festival iptal edilmişti. Bu şehirde festivallere karşı durmak, yapılmaması için zorluklar çıkartmak nitelikli iş gücünü şehre çekme çabalarını baltalamaktır. Gaziantep örneği ortada: Sosyal ve kültürel etkinlikler olmadan bir şehir, sadece iş imkânlarıyla kalkınamaz. İş dünyası bu festivale sahip çıkmalı; çünkü nitelikli iş gücünü kazanmanın yolu, sadece ofislerden ya da ücretlerden değil, şehrin sosyal yaşamına katkı sağlayacak her türlü etkinliğe destek vermekten geçmektedir.
“Eskişehir’de gastronomi kültürü var mı? “ Yıllardır sorduğumuz bu sorunun cevabını bu festivalde bulabiliriz. Eskişehir Lokantacılar Odası'nın festivalde yer alması, şehrin gastronomik mirasının korunması ve geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin yeniden canlandırılarak yöresel ürünlerimizin tekrar hatırlanacak olması eşsiz bir deneyim sunacak.
Bu yazıyı hazırlarken araştırdığımda bugüne kadar Türkiye'de 57 şehirde farklı temalara sahip 1254 gastronomi festivali düzenlenmiş. Bu festivaller, düzenlenen bölgelerde ekonomik kazanç sağlamak, yerel ürünleri tanıtmak ve turizm endüstrisine katkıda bulunmak amacıyla yapılıyor
Eskişehir, gastronomi festivali kervanına geçerek bir başlangıç yapıyor. "Eskişehir'in sosyal hayatı ve kültürel etkinlikler, geleceğin geleceği için bir lüks değil, olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Festivaller ve benzer organizasyonlara çıkartılan engeller, Eskişehir'in potansiyelini sınırlamaktır. Bu şehri ileri taşıyacak festivaller, kültürel varlığımızı sürdürerek işgücünün artması için önemli adımlardan biridir. Unutulmamalıdır ki, sosyal hayatın kısıtlanması, şehrin ekonomik ve beşeri gelişimi de baltalamaktır.