Eskişehir için hep Anadolu denilir. Örneğin 1944 yılında Eskişehir’de yayınlanan “Bozkır” dergisinin ilk sayısında çıkarken yazısında “Anadolu’nun sesiyiz” denilmiş. Yine o 1940’lı yıllarda Rıza Polat’ın yazdığı bir “Eskişehir” şiiri var. O şiir, ünlü yazar Yusuf Ziya Ortaç’ın ilgisini çeker ve Akbaba dergisindeki bir yazısında “Türk şiiri Anadolu’da doğuyor” diyerek Eskişehir’in bir adının da Anadolu olduğunu belirtiyor. Bu konu ile ilgili bir de ünlü karikatür ustası Cemal Nadir Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde “Amcabey” tipini konuşturmuş:
“Akbaba’da okuduğum bir yazıda Türk şiiri Babıali’den değil Anadolu’dan doğacak diye yazıyor. Peki yılların Babıalisi ne yapıyor?” diye sormuş.
Yücel Saraçoğlu 1962 yılında yayınladığı Özgür dergisinin ‘Çıkarken’başlıklı yazısında derginin “Anadolu’da sanatın Eskişehir’den çıkacak sesiyiz” demiş. 1978 yılında kurduğumuz Eskişehir Sanatçılar Birliği etkinlikleri ile İstanbul, Ankara’da çok dikkat çekmişti. “Anadolu sanatçısı örgütleniyor” yorumları yapılmıştı. 1979 yılında Eskişehir Sanatçılar Birliği’nin Başkanı olduğumda Ankara’da yapılan “Sanatın ve Sanatçıların Sorunları” konulu bir toplantıda tek ben; “Anadolu sanatçıları büyük şehirlere göç ediyor. Sanatçılar İstanbul’da toplandıkları için ülkemizde sanat yaygınlaşmıyor, gelişemiyor. Sanatçılar doğdukları şehirlerde sanat yapmalıdır.”diye konuşmuştum. 1979 yılında yayınladığımız sanat derginin adı “Anadolu’da Sanat” idi. Eskişehir’de kurulan üniversitenin adı “Anadolu Üniversitesi” idi ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ilk sergisi İstanbul’da açıldığında sanat dergileri “Bozkır’da Anadolu’da açan çiçek” diye yazılmıştı.
Eskişehir gerçekten, hep Anadolu olarak görürdü. 1925’de Cumhuriyetin ilk il olan şehiri olarak devamlı gelişen, adından söz ettiren şehir olurken 1950’lerde dönemin Başbakanı Adnan Menderes Eskişehir’e gelişinde uçağın penceresinden bakıp “Eskişehir ortasında geçen Porsuk nehir ile Paris’e benziyor. Eskişehir, Anadolu’nun sanat şehri olması için her şeyi yapalım” diyor ve İstanbul, Ankara dışında ilk Opera İnşaatını başlatıyor. Menderes birkaç yıl daha Başbakanlığını sürdürmüş olsaydı 40 yıl önce 2000’li yıllara geldiğini yaşardı.
Bugün Eskişehir gerçekten Anadolu’nun ortasında kültür sanatta büyük gelişmeler yaratmış, bütün Anadolu şehirlerine model olmuş şehirdir. 3 Üniversitesinde sanatın her alanında sanat eğitimi yapılıyor ve ülkemize sanatçılar yetiştiriliyor. Bu nedenle bugün ülkemizin iyi sanatçıları Eskişehir’de sanat eğitimcisi ve sanatçısı olarak yaşıyor. Eskişehir’de biri Büyükşehir Belediyesi’nin diğeri Anadolu Üniversitesi’nin iki büyük Senfoni Orkestrası var. Bir de Tepebaşı Belediyesi’nin Çocuk Senfoni Orkestrası var. Eskişehir’de 8 sahnesinde her gün perdelerini açan Şehir Tiyatroları, Anadolu Üniversitesi’nin Tiyatro Anadolu Tiyatrosu, Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, Tepebaşı Belediyesi’nin Gençlik Tiyatrosu, Eskişehir Sanat Derneği’nin Eskişehir Sanat Tiyatrosu var. Eskişehir İstanbul, Ankara, İzmir’den sonra en çok sergi açılan şehir. 11 tane uluslararsı festival ve etkinlik yaşanıyor. Karikatür, Çağdaş Sanatlar, Çağdaş Cam Sanatları, Uluslararası Seramik Müzesi gibi müzeler şehri. Anadolu şehirleri arasında en modern kütüphanesine sahip şehirdir. Ayrıca, Eskişehir Sanat Derneği ile Avrupa sanat dernekleri modelinde ülkemizin en faal ve uluslararası etkinlikleri olan sanat derneğine sahip şehir.