Hobi bahçelerinin yıkılması meselesi sadece bireysel bir hak arayışı değil, toplumun genel çıkarlarını ve çevresel sürdürülebilirliği ilgilendiren bir konu...

Eskişehir’de son günlerde gündemi en çok meşgul eden konulardan biri, yıkılması planlanan hobi bahçeleri… Bu alanların sahipleri haklı olarak endişe duyuyor ve tepki gösteriyor, çoğu da kendi kişisel hikayesinde haklı gerekçelere sahip. Ancak, bu meseleye sadece kişisel çıkarlar açısından bakmak yerine, konunun hukuki dayanakları ve çevresel etkilerini değerlendirmek, neden bu hobi bahçelerinin yıkılması gerektiğini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Hobi bahçeleri genellikle tarım arazileri üzerinde kuruluyor ve bu durum, Türkiye'deki tarım arazilerini koruma kanunlarına aykırı.... 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, tarım arazilerinin başka amaçlarla kullanılmasını ve bu araziler üzerinde yapı inşa edilmesini yasaklıyor. Tarım arazileri, ülkemizin en kıymetli doğal kaynaklarından biri ve gelecekte tarımsal üretim kapasitemizin korunması için bu arazilere sahip çıkılması büyük önem taşıyor. Tarım arazilerinin hobi bahçelerine dönüştürülmesi ise; toprak kaybına ve tarımsal üretimin düşmesine neden oluyor. Bu nedenle, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde, imara aykırı şekilde yapılan bu bahçelerin yıkılması hukuki bir zorunluluk haline geliyor. Belediyeler, tarım arazilerinin korunması ve kaçak yapılaşmanın önüne geçmek amacıyla bu tür yapıları yıkmak zorunda kalıyorlar. Tabi bu durum da belediyelerle vatandaşları karşı karşıya getiriyor, aslına bakarsanız bu ilk karşı karşıya geliş değil, yerel yönetimlerin çoğunluğunun CHP’li belediyelere geçmesinin ardından vatandaş ve CHP’li belediyeler sık sık karşı karşıya getirilir oldu.

Hobi bahçelerinin yıkılmasının asıl önemli nedeniyse çevresel etkileri... Tarım arazileri, ekosistem dengesi açısından kritik öneme sahip. Verimli tarım toprakları yanlış kullanımlar ve yapılaşmalar sonucunda hızla bozulmaya ve yok olmaya başlıyor. Bu süreç, sadece bugünümüzü değil, gelecek nesillerin gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Tarım topraklarının korunması, sadece ekonomik açıdan değil, iklim değişikliği ve çevreye olan etkiler açısından da önemli. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, doğanın korunmasını ve gelecekte de üretimin devam etmesi için şart. Ancak hobi bahçelerinin plansız ve imara aykırı şekilde yayılması, yeraltı su kaynaklarının kirlenmesi, doğal yaşam alanlarının tahribatı gibi olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor.

Hobi bahçelerinin yarattığı bir diğer sorun da kontrolsüz yapılaşmayı tetiklemesi. Bugün tarım arazileri üzerine kurulan küçük bir yapı, zamanla büyüyerek imar affına veya daha büyük inşaat projelerine kapı açabilir. Bu durum, kaçak yapılaşmanın yaygınlaşmasına ve kentlerin tarım arazilerine doğru genişlemesine neden olur ve bu da hem doğal kaynakların yok olmasına hem de şehirleşmenin plansız bir şekilde gelişmesine yol açabilir. Kentlerin etrafındaki yeşil alanların korunması ve tarım arazilerinin yapılaşmadan arındırılması, Eskişehir gibi büyüyen şehirler için hayati önem taşıyor.

Elbette, insanların doğayla iç içe olma arzusu anlaşılır, ama bu arzu, kanunlara ve çevresel sorumluluklara uygun şekilde gerçekleşmeli. Hobi bahçeleri yerine, belediyeler veya yerel yönetimler tarafından planlı bir şekilde oluşturulmuş, çevre dostu ve tarım arazilerini tehdit etmeyen alanlar tahsis edilebilir. Bu sayede, hem vatandaşların doğa ile iç içe olma ihtiyaçları karşılanabilir hem de tarım arazileri korunabilir. Özetle, hobi bahçelerinin yıkılması meselesi sadece bireysel bir hak arayışı değil, toplumun genel çıkarlarını ve çevresel sürdürülebilirliği ilgilendiren bir konu! Bu yüzden hobi bahçesi sahiplerinin kızmasını göze alarak söylemeliyim ki; hobi bahçelerinin yıkılması, hem yasal hem de çevresel açıdan gerekli bir adım olarak önümüzde duruyor!